Bazıları bahar bayramı olarak kutluyor. Tarihsel süreçte işçi sınıfının ortaya çıkışı Sanayi Devrimi’nin sonucudur. Avrupa coğrafi keşiflerin ardından yeni dünyayı sömürge imparatorlukları kurarak sönürmüştü. İnanın kendi halklarına da en az bir Afrikalıya duydukları merhamet kadar merhametleri vardı!…Avrupa’daki sınıf yapısında yönetenler arasında değilseniz insan yerine konulmuyordunuz. Coğrafi keşiflerle burjuva sınıfı bu kaderi değiştirebilmeyi başarabildi. Parası olsa da asaleti olmadığı için siyasal iktidara yürürken epey zorlandı. Çok geniş kitleleri oluşturan serfler( köylüler) Fransız ihtilali’nde ekmek için ayaklanarak Burjuva sınıfını iktidara taşıdı. Burjuva sınıfı ise İnsan Hakları Bildisi ile Onlara istedikleri dini seçebilme,doğuştan özgürlük ve topraklarını terkedebilme özgürlüğü verdi. Çünkü o güne kadar serfler asillerin topraklarının bir parçasıydı. Topraklar satılırken üzerindeki ağaçlar,koyunlar gibi serflerde yeni sahiplerine itaat etmek zorundaydı. Burjuva sınıfı köylüleri topraklarda yarı kölelikten kurtarırken aslında şehirlerde kurulan fabrikaların işçilerine dönüştürmeyi amaçlıyordu. Paris, Londra fabrika dumanları arasında kayboldukları dönemlerin günde 20 saat çoluk çocuk çalışan yarı köle işçilerinin dramını en iyi anlatan eserlerden biri Emil Zola’nın Germinal’idir. Avrupa sanayileşirken kendi halkına da tüm vahşeti sergiledi. 19.yüzyıl Avrupa’da isyanlar yüzyılıdır. Emekçilerin varoluşunun kanlı tarihidir. İşçi sınıfı yoksul,eğitimsiz ve kendi haklarını savunmaktan çok uzaktır. Bu nedenle belki de işçi sınıfının ideolojik varoluşunu sistemleştiren bir burjuva olan Karl Marx’dır. 20.yüzyıl belki de insanlığın iki dünya savaşı yaşanmasına rağmen altın yüzyılı oldu. 21. yüzyılın ilk çeyreği insanın teknoloji ile sınavına dönüştü. Önümüzdeki süreç yapay zeka ve robotlar ile inaanlığın sınavı olacağa benziyor. Şu anda ise dünya özellikle pandemi sonrası zengin ile yoksul arasındaki farkın çok daha açıldığı, yoksullaşanların yaşama mücadelesinin daha zorlaştığı bir sürece girdi. 1Mayıs artık sadece emek sınıfının değil insanlığın yoksulların varoluşunun simgesine dönüşmesinin simgesi olmalı….
Peki bu kolay olacak mı? Ne dünya da ne de ülkemde bu konuda kalıcı adımlar atılmıyor.
Bu sabah İstanbul’da toplu taşımı kullandığımda ücret almadı. Hergün işe gidenler açısından yol parasının maliyeti düşünüldüğünde yüzlerinde bir tebessüm oluşturmuştur. Sonra Karaköy Meydanında tomalarla karşılaştım. 1Mayısın olmazsa olmazlarındandır. Biraz daha yürüdüğümde karşıma sizinle paylaştığım fotoğraftaki görüntü çıktı. İstanbul’un en eski çok katlı otoparkı yıkıldı. Şimdi oraya yeraltı otoparkı ve yeni bir meydan yapılıyor. Sebebi işçiler emekçiler bu meydanda dolaşsın tarihi yarımadaya baksın diye düşünmek isterdim. Ama eski İstanbullulardan dinlediğime göre sermaye o izbe Tophane’den bambaşka bir alan yarattı. Ve şimdi o çok pahalı otellerde kalanlar için hiçbir yerde görüntü kirliliği istenmiyor…
Dünya kurulduğundan beri sermaye iktidarı belirliyor. Bu oyunda kapitalizmi ehlileştirirseniz tüm insanlık için daha yaşanılır bir dünya oluşabiliyor. 1Mayıs aslında vahşi kapitalizme direnişin simgesidir. Bugün kontrolden çıkan kapitalizmi frenleyecek yeni bir güce ihtiyaç var..
Türkiye’de yine kapitalizm tarafından şişirilen medyatik hale dönüştürülen ve isminde İşçi kelimesi geçen partinin umut olmaktan çok uzak olduğu gün gibi ortada.. TİP 1961 anayasasının özgürlükçü ortamında kurulduğunda kurucusu Mehmet Ali Aybar ve sonraki lideri Behice Boran gücünü bu topraklardan alıyordu. 1970’lerin TKP si ise Sovyetlerin gölgesinde büyümüş ve Sovyetler dağılınca da eriyip gitmişti.
Bugğn mazlum milletlerin ve Türkiye’deki emekçilerin güçlerini bu topraklardan alırsa kazanacaklarını tarih gösterdi. Uydular mı gölgede büyüyenler gğneş çıkınca kaybolur..