Seçimle geçim arasında sıkıştık kaldık…
Ülkede gündem seçim olsa da, gerçekte gündemimiz geçim. İş, aş, emek...
Türkiye'de ekonomik zorluklar gün geçtikçe fazlalaşıyor. Bu zorluklar çeşitli faktörlerden kaynaklandı. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, yüksek enflasyon, işsizlik, siyaset, pandemi ve depremin ekonomi üzerindeki etkileri önemli rol oynadı.
Ekonomik krizler, yüksek enflasyon, işsizlik oranlarının artması gibi ekonomik göstergeler, siyasete doğrudan etki edebilir. Ekonomik sıkıntılar, halkın siyasi tercihlerini değiştirebilir ve hükümetlerin popülaritesini etkileyebilir. Bu yüzden ekonomi, siyaset ile iç içe geçmiş ve ayrıştıralamaz durumda
Türk lirasının değer kaybetmesiyle ev alma hayalleri suya düşen nişanlı arkadaşlarımız, hayallerini rafa kaldıran Türk insanı, karnını doyurmak için ciddi endişe belirsizlik içinde sıkışıp kaldı. Seçmenleri oy kullanırken etkileyen nedenlerin arasında ekonomi de vardı. Genç seçmenlerin sandığa gitme sebebi daha refah ve iş bulabildiği bir ülkede yaşamak. Emeklilerin seçim yapma sebebi ise ekonomi…
Sağlıklı beslenemeyen hatta açlıkla karşı karşıya kalacağımız günlerin yaklaştığı zamanlardayız. Haksızlık, adaletsizlik, enflasyon sorunları fazlalaşıyor. Hangi birini sayalım. Aldığı asgari ücrete yapılan artışın ardından işinden atılan mı, yoksa iş veren tarafından çalışana yatırılan maaşın bir miktarını el atından geri ödenmesini mi? Özel sektörün düşük ücretli işçi çalıştırmak ya da terfi etmemek için sık sık işçi sirkülasyonu yapmasıyla işinden aşından edilen insanları mı?
Seçim ile geçim, cehalet ile bilim, yoksulluk ile varlık, iyilik ile kötülük, güzellik ile çirkinlik arasında sıkıştık kaldık…
Her iki zıt kelimelerin arası artık neredeyse yok…