Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - İzmir Körfezi’nde her boydan yüzlerce ölü balık kıyıya vurdu. Ölü balıklar kötü bir kokuya neden olurken İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada deniz suyu sıcaklığının yüksek seyretmesinin alg patlamalarına neden olduğu, deniz suyundaki oksijen seviyesinin düşmesi sonucu balık ölümlerinin gerçekleşmiş olabileceği ifade edildi.Yapılan açıklama sonrası İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay bugün konuyla ilgili bir basın açıklaması düzenledi.MAALESEF İŞİN SON NOKTASINA GELİNMİŞ GİBİ GÖRÜNÜYOROluşan ölümlerin nedenlerini açıklayan Tugay, “Yakın zamanda körfezimizde bizi üzen bir durum yaşıyoruz. Yaşadığımız tabloda bu görüntü var. Bayraklı sahilde… Körfezinde sığ olan ve çamur yükünün fazla olduğu alanlarda bir renk geçişi var. Arkasından toplu balık ölümleri yaşandı ve yoğun bir deniz kokusu yayılımı oldu. Bu olay olduktan sonra incelemeye başladık ve detaylı olarak nedenlerini araştırdık. İZSU bu konuda bize görüş bildirecek. Tüm bilim insanları ve üniversitelerin de değerlendirmelerini alarak süreci yürütmeye devam edeceğiz. Bizler yaşadığımız çevre felaketiyle birlikte bundan sonra tüm gerçekliğiyle sorunlarla yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Körfezimiz kirlilik yükü altında bunu yarattığı sonuçları yaşıyoruz. 1960 yılından beri körfezin kirlenmekte olduğunu sizlere söylemek istiyorum. Bu yıllar içerisinde derelerle körfeze evsel, endüstriyel, tarımsal atıklar taşındı. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak ya da sistemin aşırı yüklenmesi sonrasında körfeze olan deşarjlar körfezi kirletti. Bayraklı sahilinde metrelerce bir çamur birikimi oldu. Bu çamur birbirimizin bir kısmını dolum yaparak ortaya çıkaracak şekilde çözümlemeye çalışıldı geçmişte. Neticede çok uzun yıllardır körfeze İzmir’in tüm yaşayanları ve sanayi kuruluşları atık atıyor. Maalesef işin son noktasına gelinmiş gibi görünüyor. Bununla yüzleşmememiz gerektiğini çözüm için ortak bir çaba içerisinde olmalıyız. Bugünlerde yaşadığımız bu renk değişikliği ve balık ölümlerinde sorumlu olan şey bir mikroorganizma türlerini çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşünüyoruz. Bizim kanaatimiz bu yönde. Alg türü geçen yıl ilk defa körfeze saptanmış. Hatta 29 Eylül - 13 Kasım da yine bir alg patlaması gerçekleşmiş. Bu yıl ikincisini yaşıyoruz. Bu türde başka enteresan şeyler var. Bizim denizlerimiz türleri değil. Daha sonradan buraya taşınmış şeyler. Gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar. Körfezimizde baskın bir tür haline geliyorlar” dedi.İzBB 2000 YILINDAN BERİ KÖRFEZİ İNCELENİYORİzmir Körfezinin uzun zamandır incelendiğini söyleyen Başkan Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi 2000 yılından beri körfezi inceliyorlar. 2000-2018 yıllarında DEÜ ile birlikte 2020-2024 arasında şu anda da devam eden TUBİTAK ortak çalışıyoruz. Körfezi suyunu takip ediyoruz. 68 farklı noktadan 3 ayda bir farklı noktalarda ölçü ve analiz için bu örneği alıyor ve raporlandırıyor. 2000 yılından beri bilimsel verilerle takip ediliyor. Bunların hepsini yeniden gözden geçirmek zorundayız. Neticede bilimsel verilere baktığınızda herhangi bir yorum farkı olmadan değerlendirebiliyoruz” diye konuştu.BU SORUNU SİYASET ÜSTÜ GÖRÜYORUMYaşanan olayı siyaset üstü gördüğünü ifade eden Tugay, “Bu sorunu siyaset üstü görüyorum. İzmir’in belediye başkanı olarak İzmir’i çok seven, İzmir’e ve İzmirlilere çok büyük saygısı olan biri olarak çok üzüldüğüm bu çevre felaketinden sonra ne yapacağımı düşündükten sonra tüm siyasi kimliklerimden sıyrılmam gerektiğini ve tüm kurum ve kuruluşlarla çalışma ve bu sorunu çözmek gerektiğini düşündüm. Bu tavrı herkesten de bekliyorum. Çünkü sorunumuz büyük ve ağır. Çözüm için beraber çalışmaktan başka bir durum yok. Bu sözler bir siyaseti zemine çekilmesi isterim” ifadelerini kullandı.ALGLER YÜK GEMİLERİYLE BİRLİKTE GELDİProblemin son 10 yılda arttığını ifade eden Tugay, “Bu kirliliğin nelere neden olduğunu hatırlamak lazım. Herkesin endişe duyduğu arıtma sistemimiz var. Sonuçta İZSU’nun Sasalı’nın ve Narlıdere’deki arıtma tesisi her ikisi de bakanlık tarafından kontrol edilen yerler. Tesislerden kaynaklanan anormal durum kesinlikle yoktur. Ben ve arkadaşlarım göreve geldikten sonra bir sorun yaşamadık. Arıtma ile ilgili bazı konuların yaşandığını biz biliyoruz. İkinci yönden ağır sorun dereler. Derelerden körfeze gelen sular. Bu yağışlı dönemlerde artmakta birlikte dereler yoluyla evsel ev endüstriyel bazı atıkların özellikle Menemen bölgesinden tarımsal atıkların dereler yönünden körfeze aktığını biliyoruz. Körfezde bir liman ve tersanemiz var. Bunların körfezi kirleten yapılan olduğunu söylemek isterim. Limana gelen yük gemilerinin körfeze ağır bir kirliliğe ve alglerin taşınmasına yol açtığını düşünüyoruz. Uzak ülkelerden, okyanus ötesinden kentimize gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri kalkmadan önce bulundukları limandan denge için gemi tabanına su alıyorlar. Bu su tonlarca. Daha sonra bu suyu Körfez'e geldiklerinde Körfez'e boşaltıyorlar. İlk defa geçen yıl görüldü, bu sene bu soruna yol açtı dediğimiz mikrobiyolojik parçaların bu gemiler tarafından Körfez'e taşındığını bilim insanları bize söyledi. Normalde bu tür başka kıtalardan alınan balast sularının geldiği limanda rasgele boşaltılmaması için bir arıtma tesisi olması, önce geminin oraya girmesi, oraya deşarjını yapması, sonra Körfez'e inmesi lazım. Bu bir zorunluluk ancak ne yazık ki bizim böyle bir tesisimiz yok. Böyle bir tesisin yapılması sorumluluğu tamamen liman işletmesine ait. İzBB’nin böyle bir yetkisi, görev ve sorumluluğu yok. 2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sularda yetki ve yaptırım sıralaması sırasıyla Çevre Şehircilik, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'ndadır. Gerçekte belediyelere ve diğer kurumlara kadro ve fiziki olanakları gerek kadro olarak bir icraat yetkisi verilmiş değildir. Bu bilinmelidir. Bu bahane ya da sorumluluğu başka kurumlara yıkmak için söylemiyorum. Mevcut mevzuat bu. İzBB ve İZSU Körfez konusunda icracı olamıyor. Yani ne kadar İzBB acil durum ilan edip müdahale etse de Körfez'e aslında yetkisi yok. Çamuru almak istesek İzBB’nin sadece belli bir metreküpe kadar temizlik yapma yetkisi var. Bundan fazlası için bakanlık izni gerekiyor. Körfezde su akımını gerçekleştirecek şeyleri yapma yetkisi de tamamen bakanlıkta. Kirletici bir diğer unsur ise organize ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerin yaşadığı problemler olarak da yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığında. Gözlem dışında hiçbir yetki sahibi değiliz. Buralardan kaynaklı bir kirlenme olduğundan neredeyse eminiz. Bir diğer kirlilik sebebi de Gediz… Ne yazık ki ilerlediği yol boyunca çok farklı dönemsel olarak atıkları körfezimizin ağzına boşaltıyor” dedi.ÇİĞLİ’NİN 5’NCİ FAZINI DA YAPMAK ZORUNDAYIZ5’inci faz ihtiyacının da olduğunu vurgulayan Başkan Tugay, “Sudaki oksijenin canlı yaşamı sürdüremeyecek oranda azaldığı için suyu havalandırmak amaçlı çalışmalar yaptılar. Sahilde ve deniz içinde havalandırma çalışması yapıldı ölü balıkları toplatarak daha ileri kirliliğin önüne geçmeye çalıştı. Bu olay olmadan önce önümüzdeki günler için yapmış olduğumuza tık su alt yağı çalışması il ilgili de bilgi evreyim. Önümüzdeki aylarda kasım ayında çıkacağımız ihale ile 3 artı bölgede yağmur suyu ve atık su ayrıştırma kanal alt yapı çalışmasını yapacağız hazırlılarımız neredeyse tamam. Çınarlı, Umurbey ve Poligon’da toplamda 4 milyar 300 milyon liralık yatırım için hazırdık. Bu süreç zaten ilerliyorduk. Kısa bir sür içerisinde bitirmeyi planladığımız bazı çalışmalar var. Yapımı devam 4’ncü faz Çiğli atıksu arıtma tesisi çalışması, günaybatı arıtma tesisini kapasitesini arttıracak çalışma. Çiğli’deki tesisi ve Çınarlı2daki yağmursuyu ayrıştırma çalışmaları da yakın zamanda yapmak için yoğun bir çalışma devam ediyor. Çiğli’deki 4‘üncü fazla ilgili biraz da üzülerek söyleyeyim; 2022 yılında tesisi planlandığı şeklinde bitseydi 2022 yılında yapılmış olması gerekiyordu. Şu anda yapımı devam ediyor. Benim ve arkadaşlarımın yapmak zorunda hissettiğimiz birkaç işten biriydi. Önümüzdeki haziran yılında bitecek şekilde süren bir çalışma. Yatırım maliyeti toplam bir milyar lira. Gördük ki bizim 5’nci fazla da ihtiyacımız var. En kısa zamanda Çiğli’nin 5’nci fazını da yapmak zorundayız. Proje çalışmasına başlanıldı, en hızlı şekilde yapımını sağlayacağız” diye konuştu.3 BAKANLIKTA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI
3 bakanlığa çağrıda bulunan Başkan Tugay, “Başkanlığa aday olduktan sonra biraz da çekinerek ve çokça dile getirdiğim konu körfez kirliği konusu. Biz teşhis koymak ve durumu düzletmek için yapılacakları yapmak üzere bir hazırlık yapmıştım. Ancak bu yaşadığımız krizden sonra sadece benim ve arkadaşlarımızın bu konuyu bilmesinin yeterli olmadığını anlamış bulundum. Açıkçası bu olay bununla yüzleşmemize neden oldu. İyi niyetli göstereceğimiz çabalar bu orunun çözümüne neden olmayacak. 3 bakanlıkta sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim. İzmirliler olarak bir sorunla daha yüzleşmek zorundayız.SORUNU ÇÖZECEĞİMİZE DE İNANIYORUM
“Geçmişte hep altyapı mı, üstyapı mı yatırımı yapılacak konuşmaları vardı. Hiçbir siyasi hesap içinde olmadan, en önemli önceliğimiz altyapı çalışmamız olacak ve bunun için ayırabildiğimiz tüm kaynakları ayıracağız. İzmir’i İzmir yapan, hepimizin içten içe bildiği değerimizi hep beraber kurtaracağız. İnsanların Körfez’i kirletmemesi için azami çaba göstermesi gerekmektedir. En ufak bir kirliliğin bile Körfez’e atılmamasını vatandaşlarımızdan talep ediyoruz. Körfez’e hep beraber sahip çıkmamız gerektiğini belirtmek isteriz. Bizler sadece Körfez kirliliği değil, şehrin atık yönetimi, trafiği, bozuk trafiğin düzeltilmesi için yol haritaları oluşturduk ve bu çerçevede çalışmaya devam ediyoruz. Master planlar yapıyoruz. Daha önce şu eksik yapıldı, şu yanlış yapıldı gibi tartışmalar içinde olmayı düşünmüyorum. Bundan sonra ne yapacağımızla ilgili kararlar vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş geçmişte kaldı ve Mevlana'nın dediği gibi, bugün yeni şeyler söyleme zamanı. Arkadaşlarımız, İzBB personeli her zamankinden çok daha dikkatli ve çalışkan olacaktır. Ben onlara, bilgilerine ve deneyimlerine inanıyorum. Bu sorunu çözeceğimize de inanıyorum.”TUTULAN BALIKLARIN YENMEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM
“Geçmişe dönüp baktığımızda pek çok şey söylenebilir, ancak bu bize katkı sağlamaz. Bundan sonrasına bakmamız lazım. Yapılan oksijen ölçümlerinde sudaki oksijenin neredeyse tamamen tükendiği saptandı. Balık ölümlerinin bunlardan kaynaklandığı kanısı güçlü. Mikroorganizmaların bazıları toksinler salgılayabiliyor. Bunlar da balık ölümlerine neden olmuş olabilir. Körfezden balık tutulmasını bu nedenle doğru bulmuyorum. Bir gıda sahası kararına göre aslında zaten yasak. Ancak bugüne kadar tolerans gösterildi. Bundan sonra önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum. Şu an insan sağlığı ile ilgili bir kirlilik yok, ancak bu giderilmezse bu boyutlara ulaşabilir. İç Körfez'den tutulan balıkların yenmemesini tavsiye ediyorum.”SİRKÜLASYON VE NAVİGASYON KANALLARININ BİR AN ÖNCE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
“Geçen dönem yağmur suyu ayrıştırma ile ilgili önemli çalışmalar yapıldı. Bence başarılıydı, ancak daha yapılacak çalışmalar var. 4’üncü faz çalışmalarının neden aksadığını bilmiyorum. Arıtma kapasitesini artırmak, kanal kapasitesini artırmakla ilgili önümüzdeki birkaç yıl içinde yatırımlarımız olacak. Ondan sonra yağmur yağdığında kanallardaki yükü azaltmış olacağız. Bunu küçümsememek lazım. Derelerden gelen kirlilik ve çamur Körfez’i ciddi şekilde kirletiyor. Buna önem vermemiz lazım. Körfez'in kendi içindeki akıntının neredeyse hiç olmadığını ve bu nedenle sirkülasyon ve navigasyon kanallarının bir an önce yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”TÜM YÜKÜ BELEDİYENİN ÜZERİNE YIKTI
“Bu konuyu inceleme altına alıp değerlendireceğiz. Kamuoyunun değerlendirmeleri de bizim için önemli. Ancak bunu tartışmamız gerekiyor. Şu an bir karar verme noktasında değiliz, ancak bu sorunun var olduğu çok açık. Yakın zamanda yapılıp biten bin 100 bağımsız birim kanal altyapısı için ödeme yapıyor, 2 milyon 900 bin TL. 1 tane 1+1 daire 13 milyon o sitede. Bu yeni yapılaşmaların şehrin altyapısına hiçbir katkı vermediğini ve tüm yükü belediyenin üzerine yıktığını belirtmek isterim. Bu önemlidir. 2020 yılında bahsedilen yüksek binaların olduğu bölge, kentsel gelişim bölgesi olmaktan çıkarılmış, imar planına tabi olarak yapılaşılıyor. Bu konu üzerine düşünmemiz, tartışmamız gereken bir konu. Yaptığımız incelemelerden ve tartışmalardan sonra bir karar almamız gerekirse bunu cesurca yaparız.”ÇİFT TARAFLI BİR SORUN
“Ben birkaç bakanımız ile görüşmek istediğimi ilgili kurumlara bildirdim, onlardan cevap bekliyorum. Eylül başında görüşeceklerine dair bir bilgi vardı. Bu olay gündeme gelmeden önceydi bu. Bugünlerde olayın politik zeminden çıkıp olması gereken çözüm zeminine taşınmasını beklediğim için bu sözleri kamuoyunun duyacağı şekilde dile getirmeyi, sonrasında iş birliğine hazırız diye doğrudan mesajımı iletmeyi düşünüyorum. Geçmiş dönemlerde belki eksiklerden biri de bu. Bu, çift taraflı bir sorun. Maalesef İZBB ve bakanlık arasında Körfez sorunu ile ilgili çok yoğun bir iletişim olmamış. Bunu gidermemiz gerekiyor. Ben elimi uzatacağım, umarım o el boşta kalmayacak. İzmir adına uzattığım el boşta kalmayacak ve çözümü birlikte sağlayacağız. Uzattığım el sıkılına kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim.”KENDİMİ YALNIZ HİSSETMİYORUM
“Yalnız değilim 37 bin izBB personeli çok önemli geçmişi olan kurumsal birlikte kente hizmet veriyoruz. İzmir Planlama Ajansı ve içinde buluna akademisyenlerle ülkemizin her tarafından insanlarla yoğun bir dayanışma içindeyiz. Her konuda yardım alıyoruz. Bu nedenle yalnız hissetmiyorum kendimi Bu konuyu siyasi konuya taşımaktan çok çözüm odaklı bakmayı doğru bulduğum için siyasetçilerimize bu konu hakkında çağrıda bulunmuyorum.”KİRLİLİĞİN ARTMASINA NEDEN OLDU
"Kirliliğin artması ile sonuçlandı. Bizim bundan sonra yapmamız gereken yeni kriliğin önünü geçilmesini sağlamak"
3 bakanlığa çağrıda bulunan Başkan Tugay, “Başkanlığa aday olduktan sonra biraz da çekinerek ve çokça dile getirdiğim konu körfez kirliği konusu. Biz teşhis koymak ve durumu düzletmek için yapılacakları yapmak üzere bir hazırlık yapmıştım. Ancak bu yaşadığımız krizden sonra sadece benim ve arkadaşlarımızın bu konuyu bilmesinin yeterli olmadığını anlamış bulundum. Açıkçası bu olay bununla yüzleşmemize neden oldu. İyi niyetli göstereceğimiz çabalar bu orunun çözümüne neden olmayacak. 3 bakanlıkta sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim. İzmirliler olarak bir sorunla daha yüzleşmek zorundayız.SORUNU ÇÖZECEĞİMİZE DE İNANIYORUM
“Geçmişte hep altyapı mı, üstyapı mı yatırımı yapılacak konuşmaları vardı. Hiçbir siyasi hesap içinde olmadan, en önemli önceliğimiz altyapı çalışmamız olacak ve bunun için ayırabildiğimiz tüm kaynakları ayıracağız. İzmir’i İzmir yapan, hepimizin içten içe bildiği değerimizi hep beraber kurtaracağız. İnsanların Körfez’i kirletmemesi için azami çaba göstermesi gerekmektedir. En ufak bir kirliliğin bile Körfez’e atılmamasını vatandaşlarımızdan talep ediyoruz. Körfez’e hep beraber sahip çıkmamız gerektiğini belirtmek isteriz. Bizler sadece Körfez kirliliği değil, şehrin atık yönetimi, trafiği, bozuk trafiğin düzeltilmesi için yol haritaları oluşturduk ve bu çerçevede çalışmaya devam ediyoruz. Master planlar yapıyoruz. Daha önce şu eksik yapıldı, şu yanlış yapıldı gibi tartışmalar içinde olmayı düşünmüyorum. Bundan sonra ne yapacağımızla ilgili kararlar vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Geçmiş geçmişte kaldı ve Mevlana'nın dediği gibi, bugün yeni şeyler söyleme zamanı. Arkadaşlarımız, İzBB personeli her zamankinden çok daha dikkatli ve çalışkan olacaktır. Ben onlara, bilgilerine ve deneyimlerine inanıyorum. Bu sorunu çözeceğimize de inanıyorum.”TUTULAN BALIKLARIN YENMEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM
“Geçmişe dönüp baktığımızda pek çok şey söylenebilir, ancak bu bize katkı sağlamaz. Bundan sonrasına bakmamız lazım. Yapılan oksijen ölçümlerinde sudaki oksijenin neredeyse tamamen tükendiği saptandı. Balık ölümlerinin bunlardan kaynaklandığı kanısı güçlü. Mikroorganizmaların bazıları toksinler salgılayabiliyor. Bunlar da balık ölümlerine neden olmuş olabilir. Körfezden balık tutulmasını bu nedenle doğru bulmuyorum. Bir gıda sahası kararına göre aslında zaten yasak. Ancak bugüne kadar tolerans gösterildi. Bundan sonra önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum. Şu an insan sağlığı ile ilgili bir kirlilik yok, ancak bu giderilmezse bu boyutlara ulaşabilir. İç Körfez'den tutulan balıkların yenmemesini tavsiye ediyorum.”SİRKÜLASYON VE NAVİGASYON KANALLARININ BİR AN ÖNCE YAPILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
“Geçen dönem yağmur suyu ayrıştırma ile ilgili önemli çalışmalar yapıldı. Bence başarılıydı, ancak daha yapılacak çalışmalar var. 4’üncü faz çalışmalarının neden aksadığını bilmiyorum. Arıtma kapasitesini artırmak, kanal kapasitesini artırmakla ilgili önümüzdeki birkaç yıl içinde yatırımlarımız olacak. Ondan sonra yağmur yağdığında kanallardaki yükü azaltmış olacağız. Bunu küçümsememek lazım. Derelerden gelen kirlilik ve çamur Körfez’i ciddi şekilde kirletiyor. Buna önem vermemiz lazım. Körfez'in kendi içindeki akıntının neredeyse hiç olmadığını ve bu nedenle sirkülasyon ve navigasyon kanallarının bir an önce yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”TÜM YÜKÜ BELEDİYENİN ÜZERİNE YIKTI
“Bu konuyu inceleme altına alıp değerlendireceğiz. Kamuoyunun değerlendirmeleri de bizim için önemli. Ancak bunu tartışmamız gerekiyor. Şu an bir karar verme noktasında değiliz, ancak bu sorunun var olduğu çok açık. Yakın zamanda yapılıp biten bin 100 bağımsız birim kanal altyapısı için ödeme yapıyor, 2 milyon 900 bin TL. 1 tane 1+1 daire 13 milyon o sitede. Bu yeni yapılaşmaların şehrin altyapısına hiçbir katkı vermediğini ve tüm yükü belediyenin üzerine yıktığını belirtmek isterim. Bu önemlidir. 2020 yılında bahsedilen yüksek binaların olduğu bölge, kentsel gelişim bölgesi olmaktan çıkarılmış, imar planına tabi olarak yapılaşılıyor. Bu konu üzerine düşünmemiz, tartışmamız gereken bir konu. Yaptığımız incelemelerden ve tartışmalardan sonra bir karar almamız gerekirse bunu cesurca yaparız.”ÇİFT TARAFLI BİR SORUN
“Ben birkaç bakanımız ile görüşmek istediğimi ilgili kurumlara bildirdim, onlardan cevap bekliyorum. Eylül başında görüşeceklerine dair bir bilgi vardı. Bu olay gündeme gelmeden önceydi bu. Bugünlerde olayın politik zeminden çıkıp olması gereken çözüm zeminine taşınmasını beklediğim için bu sözleri kamuoyunun duyacağı şekilde dile getirmeyi, sonrasında iş birliğine hazırız diye doğrudan mesajımı iletmeyi düşünüyorum. Geçmiş dönemlerde belki eksiklerden biri de bu. Bu, çift taraflı bir sorun. Maalesef İZBB ve bakanlık arasında Körfez sorunu ile ilgili çok yoğun bir iletişim olmamış. Bunu gidermemiz gerekiyor. Ben elimi uzatacağım, umarım o el boşta kalmayacak. İzmir adına uzattığım el boşta kalmayacak ve çözümü birlikte sağlayacağız. Uzattığım el sıkılına kadar elimi havada tutmaya devam edeceğim.”KENDİMİ YALNIZ HİSSETMİYORUM
“Yalnız değilim 37 bin izBB personeli çok önemli geçmişi olan kurumsal birlikte kente hizmet veriyoruz. İzmir Planlama Ajansı ve içinde buluna akademisyenlerle ülkemizin her tarafından insanlarla yoğun bir dayanışma içindeyiz. Her konuda yardım alıyoruz. Bu nedenle yalnız hissetmiyorum kendimi Bu konuyu siyasi konuya taşımaktan çok çözüm odaklı bakmayı doğru bulduğum için siyasetçilerimize bu konu hakkında çağrıda bulunmuyorum.”KİRLİLİĞİN ARTMASINA NEDEN OLDU
"Kirliliğin artması ile sonuçlandı. Bizim bundan sonra yapmamız gereken yeni kriliğin önünü geçilmesini sağlamak"