Emine KULAK / ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Planlama Ajansı’nın (İZPA) düzenlediği, İzmir’in geleceğini şekillendirecek olan ‘Nasıl bir İzmir?’ çalışmaları serisinin il modülü kent konuşmaları ile başladı.Kentin 50 yıllık vizyonunu çok yönlü konuşulması etkinliğine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Prof. Dr. Saniye Dedeoğlu, Prof. Dr. Fikret Adaman, CHP İzmir Milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları katıldı.VELİBEYOĞLU: GELECEĞİN İZMİR’İNİ İNŞA EDEBİLMENİN YOLU BUGÜNDEN GEÇİYORİZPA Başkanı Koray Velibeyoğlu, “Vizyon 2074’ün ilk adımın atıyoruz. Vizyon dediğimiz şey güçlü, zamansal, paylaşılan bir şey. Erişilebilir bir gelecek resmi. Vizyonu 3 parçada görmekteyiz. Geleceğin İzmir’ini inşa edebilmenin yolu bugünden geçiyor. Gelecek ileriye doğru uzattığımız zaman bulanıklaşıyor. Umutlar yerine bulanıklaştırıyor. Gelecek resmi ve patikaları birlikte inşa ediyor olmamız gerekiyor. Yeniden yapılanma süreci gitti. Burası 2074’ün gelecek versiyonu ve yapı taşları olacak. Geleceğe dönük bir adım atacaksak geleceğe anlatmamız gerekecek ve bunun için her ofis için bir başucu kitabı var."MİNİK DEVRİM BAŞLIYOR GİBİ HİSSETTİM"Katılımcılara teşekkürlerini sunarak konuşmasına başlayan Başkan Tugay, “Bugün burada minik devrimin başlangıcı oluyor gibi hissettim. Teoriden pratiğe geçiş hepimizin sorumluluğu. En çok siyasetçi ve kamu yöneticisi olanların sorumluluğu. İZPA gerçekten çok önemli bir adımı atmamızı sağladı. Geçen dönemden Karşıyaka’da Bilim Kurulu olarak zaman zaman bir araya geldiğimiz hocalarımız burada. Çok ciddi çalışmalar yapacağız. 5 yıllık bir süre için görev aldık. Ama bıraktığımız iz sadece karbon ayak izimiz olsun istemiyoruz. Bu şehirde çok doğru işlerin yapılması için başlanan sürecin ilk adımları olsun istiyoruz. Şehrimize inanıyoruz. Belediyemize inanıyoruz. İzmir’i gerçekten seven insanlar olarak, Türkiye’yi hatta dünyayı çok seven, insanlığın değerlerine saygı duyan insanlar olarak emeğimizi ortaya koyarak bir şeylerin değişmesini istiyoruz. Mantık çok basit. Şu an 2024 yılındayız, 50 yıl geriye gidelim. O yıllarda bu mantık işliyor olsaydı bugün İzmir acaba nasıl olurdu? Hayat kalitesi, kalkınma sanayi, tarım, doğal ekosistem, eğitim, sağlık, üniversiteler nasıl olurdu? Kesinlikle daha iyi olurdu diyebiliriz. Bir plansızlık olduğu için bugün pek çok sorunu yaşıyoruz. Bunların başımıza geleceğini önceden görebilirdik. Kendi haline bırakmak değil de bir şeyleri kontrol altına alarak yapabilirdik. Bizler önümüzdeki 50 yılı, 2074 yılını göremeyebiliriz ama neticede bugün burada yaptığımız çalışma çok önemli” açıklamasında bulundu. "İYİLER KAZANACAK"
Bilimin ışığında çalışmanın önemine değinen Başkan Tugay, “Önümüzdeki 4 buçuk yıllık süre içinde bir an önce ortaya koyacağımız eylem planlarının uygulamaya geçmesi, sonuçlarının görülmesi ve bu çalışmaya inanılması için çok çaba göstereceğim. Hocalarımızın yaptıkları saptamalar eksiklerimizin neler olduğunu gösteriyor ve ne yapmamız gerektiği konusunda da epey bir şey söylüyor. Dünyanın gelecekte var olmasının tek bir şartı olduğunu düşünüyorum; iyi insanların dünyaya hakim olması gerekiyor. Bilgili, bilime inanan, ahlaklı, başkalarının hakkına tecavüz etmemeyi öğrenmiş insanların… Bence o insanlar buradalar, bu şehirdeler, bu ülkedeler, çokça varlar. Üzerimize düşen şey çalışmak. Bilgiye, bilime, bilen insanlara inanmak, onlara kulak vermek... Kolektif yararın hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin ve tüm canlıların iyiliğini düşünerek gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu olmazsa yaşamın olmayacağını düşünüyorum. İçimizde yaşama içgüdüsü olduğu için önünde sonunda iyiler kazanacak. Onlara biraz robotlar, yapay zeka eşlik edebilir. Etsinler. Yapmayı istemediğimiz, zor olan, insan üzeri olan işleri onlara yaptırırız” diye konuştu.
Bilimin ışığında çalışmanın önemine değinen Başkan Tugay, “Önümüzdeki 4 buçuk yıllık süre içinde bir an önce ortaya koyacağımız eylem planlarının uygulamaya geçmesi, sonuçlarının görülmesi ve bu çalışmaya inanılması için çok çaba göstereceğim. Hocalarımızın yaptıkları saptamalar eksiklerimizin neler olduğunu gösteriyor ve ne yapmamız gerektiği konusunda da epey bir şey söylüyor. Dünyanın gelecekte var olmasının tek bir şartı olduğunu düşünüyorum; iyi insanların dünyaya hakim olması gerekiyor. Bilgili, bilime inanan, ahlaklı, başkalarının hakkına tecavüz etmemeyi öğrenmiş insanların… Bence o insanlar buradalar, bu şehirdeler, bu ülkedeler, çokça varlar. Üzerimize düşen şey çalışmak. Bilgiye, bilime, bilen insanlara inanmak, onlara kulak vermek... Kolektif yararın hiç kimseyi arkada bırakmadan, herkesin ve tüm canlıların iyiliğini düşünerek gerçekleşebileceğini düşünüyorum. Bu olmazsa yaşamın olmayacağını düşünüyorum. İçimizde yaşama içgüdüsü olduğu için önünde sonunda iyiler kazanacak. Onlara biraz robotlar, yapay zeka eşlik edebilir. Etsinler. Yapmayı istemediğimiz, zor olan, insan üzeri olan işleri onlara yaptırırız” diye konuştu.