Herkesin sağlık uzmanı gibi her dakika salgını tartıştığı bir dönemde uzun yıllar yurt dışında (Almanya ve Japonya) afet tıbbı üzerine eğitimler almış, ülkemizdeki afetlerin bir çoğunda yönetici olarak görev yapmış şu anda da Acil Ambulans Hekimleri Dernek (AAHD) Başkanlığını yürüten Dr. Turhan Sofuoğlu, bu süreçte sağlık çalışanlarının neler hissettiğini ve bizlerden de neler beklediklerini paylaştı. Herkesin endişe ile olayların gidişatını öğrenmeye çalıştığını belirten Sofuoğlu, şöyle yazdı:
"Çoğunuz evinizde oturduğunuz için TV'lerden ve sosyal medyadan duyduğunuz haberler ve arada bir benim gibi bir hekim arkadaşınızdan duyduğunuz bilgilerle olayların gidişatını öğrenmeye çalışıyor endişelenip meraklanıyorsunuz biliyorum. BİZ ÇOK ÖNCEDEN ENDİŞELENMEYE BAŞLADIK
Biz hekimler ve sağlıkçılar çalıştığımız kurumlarda, hastanelerde, aile sağlığı merkezleri ve ambulanslarda Çin'de olayın ilk patladığı günlerde rahatsız olmaya başladık. Bizim içimizde de bu salgının bize ulaşmayacağı, ulaşsa da çok hafif geçeceğini düşünenler çoğunluktaydı. Ama tıp bilimi öyle birşey ki hastayı tedavi ederken en kötüyü düşünerek işe başlarsınız. Afet tıbbı da öyle birşeydir, en kötü senaryoya göre hazırlık yaparsınız. EN KÖTÜYE GÖRE HAZIRLANDIK
Bütün romantik düşüncelere ve söylemlere rağmen bizler çok kısa sürede, en kötüsüne göre hazırlık yapmaya başladık. Bu dalganın ( tsunami) sağlık kapasitesini aşmaması için her alanda (personel, malzeme, mekan, işleyiş) gücümüzü ve kapasitemizi artırdık. Sizlere de ne dedik; Evinizden çıkmayın, ellerinizi yıkayın ve birbirinize fazla yaklaşmayın. Niye dedik?
Çünkü bu virüs çok sayıda insana bulaşır ve hasta olup sağlık kuruluşlarına topluca gelirseniz kapasitemizin üstüne çıkıp gerekli tedaviyi alamayabilirsiniz diye uyardık. Bı topyekun bir savaştı. Bizler ulu önder Atatürk'ün dediği gibi "hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır" sözü ile hazırlandık. Sizlerden de destek istedik. Gözle görünmeyen, nereden ve ne şekilde geleceği belli olmayan bir düşmanla savaşacak şekilde hazırlandık. USTA BİR SATRANÇ OYUNCUSU GİBİ...
Usta bir satranç oyuncusu gibi 3-4 hamle sonrasını düşündük. Hastanelerimizin ve normal işleyişimizin neredeyse tamamını değiştirdik. İçinde durulması zor kıyafetlere büründük. En yakınlarımız, yan yana çalışacağımız meslekdaşlarımız bu hastalığa yakalanacak, kendimiz de yakalanacakmışız gibi hazırlandık. Zamana karşı hazırlandığımız için günde 2-3 saatlik uyku ile çalıştık, bu nedenle sinirlendik, gerildik, sık sık aramızda tartıştık ama kısa sürede barıştık. Çünkü gün kavga etme değil ortak düşmana karşı birlikte savaşma günüydü. Savaş bitmedi, daha yeni başladı ama biz kendimizi daha güçlü hissediyor ve onunla başa çıkacağımızı daha güçlü olarak hissediyoruz. Gelen dalga dalga saldırıları kurduğumuz sistemle şimdilik göğüslüyoruz. Sizlerinde bizleri desteklediğini görüyor ve hissediyoruz.MERAK ETMEYİN İYİ GİDİYORUZ...
Merak etmeyin iyi gidiyoruz. Şimdilik en kötü senaryoya C, D planlarımıza geçmedik. Diğer ülkelerin (İtalya, İspanya, İran) ilk günlerde yaşadıkları kaosu Allah'a şükür yaşamadık. Çünkü onların yaşadıklarından dersler çıkarmıştık. Umarım hep birlikte böyle gider kısa sürede bu beladan yara almadan kurtuluruz. Ben de torunuma, gençlere.. önümüzde ki senelerde "evladım ömrü hayatımda görmediğim afet, felaket kalmamıştı, depremlerden, sellere, yangınlardan maden ve kimyasal kazalarına, terörden savaşlara kadar hepsini gördüm hem de bizzat içinde görev yaptım. Bir görmediğim uzaylı saldırısı kalmıştı derken bir çeşit uzaylı saldırısını da yaşadım ve şunları şunları yaptık" diye keyifli bir şekilde anlatırım. HALA #EVDEKAL TÜRKİYE
Herkesin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun aldığı kararlara harfiyen uyması biz sağlıkçılara verilebilecek en büyük destektir. Hala #EvdeKalTurkiye... Biz söylemeden de sakın çıkma... Kalın sağlıcakla...
"Çoğunuz evinizde oturduğunuz için TV'lerden ve sosyal medyadan duyduğunuz haberler ve arada bir benim gibi bir hekim arkadaşınızdan duyduğunuz bilgilerle olayların gidişatını öğrenmeye çalışıyor endişelenip meraklanıyorsunuz biliyorum. BİZ ÇOK ÖNCEDEN ENDİŞELENMEYE BAŞLADIK
Biz hekimler ve sağlıkçılar çalıştığımız kurumlarda, hastanelerde, aile sağlığı merkezleri ve ambulanslarda Çin'de olayın ilk patladığı günlerde rahatsız olmaya başladık. Bizim içimizde de bu salgının bize ulaşmayacağı, ulaşsa da çok hafif geçeceğini düşünenler çoğunluktaydı. Ama tıp bilimi öyle birşey ki hastayı tedavi ederken en kötüyü düşünerek işe başlarsınız. Afet tıbbı da öyle birşeydir, en kötü senaryoya göre hazırlık yaparsınız. EN KÖTÜYE GÖRE HAZIRLANDIK
Bütün romantik düşüncelere ve söylemlere rağmen bizler çok kısa sürede, en kötüsüne göre hazırlık yapmaya başladık. Bu dalganın ( tsunami) sağlık kapasitesini aşmaması için her alanda (personel, malzeme, mekan, işleyiş) gücümüzü ve kapasitemizi artırdık. Sizlere de ne dedik; Evinizden çıkmayın, ellerinizi yıkayın ve birbirinize fazla yaklaşmayın. Niye dedik?
Çünkü bu virüs çok sayıda insana bulaşır ve hasta olup sağlık kuruluşlarına topluca gelirseniz kapasitemizin üstüne çıkıp gerekli tedaviyi alamayabilirsiniz diye uyardık. Bı topyekun bir savaştı. Bizler ulu önder Atatürk'ün dediği gibi "hatt-ı müdafaa yoktur sath-ı müdafaa vardır" sözü ile hazırlandık. Sizlerden de destek istedik. Gözle görünmeyen, nereden ve ne şekilde geleceği belli olmayan bir düşmanla savaşacak şekilde hazırlandık. USTA BİR SATRANÇ OYUNCUSU GİBİ...
Usta bir satranç oyuncusu gibi 3-4 hamle sonrasını düşündük. Hastanelerimizin ve normal işleyişimizin neredeyse tamamını değiştirdik. İçinde durulması zor kıyafetlere büründük. En yakınlarımız, yan yana çalışacağımız meslekdaşlarımız bu hastalığa yakalanacak, kendimiz de yakalanacakmışız gibi hazırlandık. Zamana karşı hazırlandığımız için günde 2-3 saatlik uyku ile çalıştık, bu nedenle sinirlendik, gerildik, sık sık aramızda tartıştık ama kısa sürede barıştık. Çünkü gün kavga etme değil ortak düşmana karşı birlikte savaşma günüydü. Savaş bitmedi, daha yeni başladı ama biz kendimizi daha güçlü hissediyor ve onunla başa çıkacağımızı daha güçlü olarak hissediyoruz. Gelen dalga dalga saldırıları kurduğumuz sistemle şimdilik göğüslüyoruz. Sizlerinde bizleri desteklediğini görüyor ve hissediyoruz.MERAK ETMEYİN İYİ GİDİYORUZ...
Merak etmeyin iyi gidiyoruz. Şimdilik en kötü senaryoya C, D planlarımıza geçmedik. Diğer ülkelerin (İtalya, İspanya, İran) ilk günlerde yaşadıkları kaosu Allah'a şükür yaşamadık. Çünkü onların yaşadıklarından dersler çıkarmıştık. Umarım hep birlikte böyle gider kısa sürede bu beladan yara almadan kurtuluruz. Ben de torunuma, gençlere.. önümüzde ki senelerde "evladım ömrü hayatımda görmediğim afet, felaket kalmamıştı, depremlerden, sellere, yangınlardan maden ve kimyasal kazalarına, terörden savaşlara kadar hepsini gördüm hem de bizzat içinde görev yaptım. Bir görmediğim uzaylı saldırısı kalmıştı derken bir çeşit uzaylı saldırısını da yaşadım ve şunları şunları yaptık" diye keyifli bir şekilde anlatırım. HALA #EVDEKAL TÜRKİYE
Herkesin Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun aldığı kararlara harfiyen uyması biz sağlıkçılara verilebilecek en büyük destektir. Hala #EvdeKalTurkiye... Biz söylemeden de sakın çıkma... Kalın sağlıcakla...
Sizler Türkiye'nin ve insanlığın onurusunuz.Türk halkı sağlık çalışanlarına minnettar.
Allah size kuvvet versin sağlık versin teşekkürler hocam
Teşekkürler....