ÖNCÜŞEHİR - CHP
İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, basın mensuplarının sorularını
yanıtladı. Çarpıcı mesajlar veren Sındır, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı konusu ilişkin, “bizim her zaman için
potansiyel adayımız doğal olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur,
İYİ Parti’nin de doğal olarak Sayın Meral Akşener’dir. Süreci en doğru
yürütebilmek adına, bu iktidardan ülkeyi kurtarıp, aydınlık ve çağdaş bir
geleceğe kavuşturabilmek adına en doğru yönetim nasılsa ona ittifak üyeleri
kendi aralarında mutlaka sağlıklı bir karar vereceklerdir” dedi.
“BU İKTİDARI BİZ
GÖNDERECEĞİZ”
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, sona eren ilçe
danışma kurullarına dair değerlendirmelerde bulundu. Sındır, “Danışma
Kurullarımız sonrasında arzu ettiğimiz birlik beraberlik, parti içi dayanışma
ve daha güç birliği içerisinde yol yürümenin gerçekleştiğini görüyoruz, mutlu
oluyoruz. Bizim, kırgınlık, küskünlük, parti içi meseleler varsa bunları artık
danışma kurulunda oturup konuşup, sulh içerisinde el ele sıkışıp bir yoldaşlık anlayışıyla
yol yürümeye ihtiyacımız var. Ve bunu gerçekleştiriyoruz. Ben İzmir’de danışma
kurullarımızın bu anlamda partimize çok ciddi anlamda bir güç verdiğini
düşünüyorum. Bunun üzerinden, bu iktidar yolunda da eğer örgüt moral
motivasyonla güçlü bir şekilde yol yürürse bunun halka sirayeti de o denli
güçlü olur, halkın partimize olan güven duygusu da o denli yüksek olur.
Memleketi kurtarmak isteyen vatandaşımız da sandığa gittiğinde artık oyunu
kullanırken güvenle kullanacaktır. Biz zaten onu diyoruz; bu iktidar gitti
gidecek değil, bu iktidarı biz göndereceğiz! Onları iktidardan gönderecek olan
en güçlü siyasi yapı CHP, tabi bunu da Millet İttifakı çatısı altında ifade
etmekte yarar da görüyorum. Biz onları göndereceğiz ve halk da güvenle bize o
iktidarı teslim edecek diye düşünüyoruz, bunun mücadelesini veriyoruz” diye
konuştu.
“MİLLETİMİZ, İKTİDARA
YÜRÜYEN BİR CHP GÖRMEK İSTİYOR”
Ertelenen kongre takvimi hakkında açıklamalarda bulunan Vekil
Sındır, “Şu anda bizim henüz bir kurultay takvimi belirlenmiş değil. Bu,
partimizin üst organlarının vereceği bir karardır. Yine verilebilir ama bizim
şu anda parti içi tartışmalar, parti içindeki kongre mahalle delegelerinden
başlayan farklı listeler oluşması, karşı karşıya gelişler; bunlar bizim şu an
düşünemeyeceğimiz meseleler. Bizim, el ele, kol kola, omuz omuza birlikteliği
güçlü bir şekilde seçime kadar götürmeye ihtiyacımız var. O nedenle parti içi
ayrışmalar, kırgınlıklar, küskünlüklere neden olacak süreçlerden sakınmakta her
zaman fayda var. Çünkü, şu anda halkımızın bizden beklentisi; güçlü bir CHP,
tek yumruk olmuş bir CHP. Milletimiz, iktidara yürüyen bir CHP görmek istiyor.
Biz bunu sağlamakla mükellefiz diye düşünüyorum” diye konuştu.
“İKTİDAR BİR ARAÇTIR,
İKTİDAR AMAÇ OLMAMALIDIR”
“CHP iktidara geldiğinde gönlünüzden geçen görev nedir”
sorusunu cevap veren CHP’li Sındır, “Benim ne olacağımdan önce biz bir iktidar
olalım. Yani hiçbir şey olmasam da benim isteğim; refah toplumu içerisinde
insanların birbiriyle sevgiyle kucaklaştığı, güler yüzlü bir şekilde günaydın
diyebildiği, hangi etnik kimlik, hangi inanç kimliği olursa olsun kimsenin
birbirini ayrıştırılmadığı, ötekileştirilmediği, memleketi yönetenlerin,
sorumluluk sahibi makam mevki sahibi insanlarının kin nefret öfke dilinden çok
hep sevgi ile birleştirici dile sahip olmaları. Ben böyle bir Türkiye’de
yaşamak istiyorum. Cumhuriyetin temel değerleri ve ilkeleri üzerinde
demokratik, laik, bir sosyal devlet ve bir hukuk devleti çatısı altında bir ülkede
yaşam özlemi içerisindeyim. Dolayısıyla biz iktidara gelelim ve bunları
sağlayalım. Burada liyakat neyi gerektiriyorsa, bu ideale en hızlı hangi
kadrolarla gidilecekse o kadrolar olsun. Burada bana görev düşer düşmez, o olur
bu olur. İnanın bana şu anda benim için hiçbir önemi yok, önemli olan bu. Ben
hep söylüyorum; iktidar bir araçtır, iktidar amaç olmamalıdır. İktidara gelmek
eğer amaç olursa, iktidara gelirsiniz sonra iktidarda kalmak için her şeyi
yapmaya başlarsınız. O nedenle iktidarda kalmak mücadelesi değildir esas amaç.
Bizim hedefimiz, CHP’nin hedefi; Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün
zamanında koyduğu; ülkemizi, çağdaş uygarlıklar düzeyinde bir seviyeye
çıkarmak, ekonomik, sosyal, kültürel yaşamın her alanında o seviyeye
ulaştırabilmek. İktidar olalım, biz o hedefe hızlı bir şekilde yol yürüyelim,
tek derdimiz bu” dedi.
“POTANSİYEL ADAYIMIZ
DOĞAL OLARAK GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı
olup olmayacağına dair soruya da yanıt veren Sındır, “Biz,
demokratik-güçlendirilmiş bir parlamenter bir yönetim istiyoruz. Olması gereken
de bu. Bu rejim ki, tek adam rejimi öncesi. Bir canlandıralım; bir siyasi parti
seçime giderken yürütmenin başı kimdi, başbakandı. Dolayısıyla partinin
potansiyel adayı kimdi? Parti genel başkanı. Tartışıyor muyduk? CHP iktidar
olursa başbakan kim olacak tartışması var mıydı? Yoktu. Şimdi getirilen bu tek
adam rejiminde yürütme zaten tek kişi. Yürütme dediğiniz organa bir siyasi
partinin genel başkanından başka bir kişiyi konuşmak, tartışmak doğru mu?
Değil. Doğal olarak partilerin potansiyel tek adayı kendi genel başkanıdır. Ama
bu sistem bir ittifak noktasında yeni bir farklı bir uygulamayı getirdiği için
ittifaka dayatılan bir aday gibi, aday budur şudur deme demek de pek doğru
değil. Bu ittifakın kendi arasında çözümleyeceği bir meseledir. Ama bizim her
zaman için potansiyel adayımız doğal olarak Genel Başkanımız Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’dur, İYİ Parti’nin de doğal olarak Sayın Meral Akşener’dir. Süreci
en doğru yürütebilmek adına, bu iktidardan ülkeyi kurtarıp, aydınlık ve çağdaş
bir geleceğe kavuşturabilmek adına en doğru yönetim nasılsa ona ittifak üyeleri
kendi aralarında mutlaka sağlıklı bir karar vereceklerdir” ifadelerini
kullandı.
“69 MİLYONLUK
PAZARLIK USULÜ İHALE Mİ OLUR?”
Aliağa Belediye Başkanı MHP’li Serkan Acar’ın Aliağa Mesleki
ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi hakkındaki açıklamalarına yanıt veren CHP’li
Sındır, “Konuyu başka yerlere çekmenin, çarpıtmanın bir anlamı yok. Çok iyi
biliyoruz ki 2019 yerel seçimleri öncesinde Mesleki ve Çevresel Hastalıklar
Hastanesi’nin yapıldığı alanda bir temel atma töreni yapıldı. Sayın Belediye
Başkanı, ‘bu sembolikti, niyet belirlemekti’ dedi. Yani sembolik de olsa, niyet
belirtme de olsa bunun seçim öncesi yapılıyor olması bunun bir seçim vaadi,
seçime yönelik bir propaganda aracı olarak kullanıldığı anlamını taşır. Ben onu
encide etmek de istemiyorum ancak orada daha plan yok ortada, plan değişikliği
olmamış. Yani hastane yapılabilmesine dair bir plan ortada yok. Bir mezarlık
var, zeytinlik var ve orada bir alan açılıyor ve bir temel atma töreni
yapılıyor. Bakın o sembolik falan değil, temel atma töreni yapıyorsun. Bir para
harcıyor musun oraya? Harcıyorsun. Peki,
o para bir kamu zararı değil midir? Kamu zararıdır. Hadi geçtim onları,
madem temel attın, ne zaman oranın ihalesini çıkabildin? Bu yıl. Sayın Başkan
aynı zamanda, ‘biz bütün bu ihaleleri açık ihale usulü yapıyoruz’ diyor ancak
yapılan ihale pazarlık usulü. Ben Aliağa Belediyesi’nin Denetim Komisyonu’nun
raporuna da baktım ve bir çok ihalenin pazarlık usulü yapıldığını gördüm. Sonra
ben EKAP’a bizzat baktım. EKAP’ta 2021
yılı ihalelerin hangi usulle yapılmış olduğuna baktım, birçok şey pazarlık
usulü. İhale Kanunu’na göre pazarlık usulü; acil durumlarda veya çok teknik,
başka alternatifi olmayan durumlarda yapılabilen bir ihale usulü. Bu doğru bir
şey değil. Niye açık ihale ile yapmıyorsun? Mesleki ve Çevresel Hastalıklar
Hastanesi’nin yapım işi 69-70 milyon TL’ye yakın bir ihale bedeliyle bir
firmaya verilmiş. O zaman ben şüphe duyarım yani, bu niye pazarlık usulü diye.
69 milyon TL’lik bir ihale pazarlık usulü olur mu? Sonuçta hastane yapıyorsun.
Pazarlık usulü ihale yöntemi; davet ettiğiniz firmalardan teklif alırsınız, en
düşük teklifi verene ihaleyi verirsiniz. Siz bir firmayı davet ediyorsanız,
orada güven kalmaz artık. Ben kimseyi zan altında bırakmak istemem ama pazarlık
usulü yapıyorsanız, o ihale sürecine olan güven ortadan kalkar. Ben hastane
yapılmasına asla karşı değilim, hastane yapılmalıdır. İhtiyaca binaen ve yeter
kapasitede, doğru yerde yapılmalıdır her şekilde ancak bir belediye,
kaynaklarını dağıtırken, yatırım-hizmet anlamında topluma aktarırken önceliklerine
göre ve kentin topyekûn gelişimine, sosyal refahını sağlayacak önceliklerine
göre belirlemelidir” dedi.