Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / ÖNCÜŞEHİR – Bayraklı Belediyesi’nin Kasım ayı Olağan Meclis Toplantısının birinci oturumu gerçekleştirildi.
Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal idaresinde gerçekleştirilen oturumda bazı mahalleler için hazırlanan imar planları gündemde yer aldı.
3 MAHALLENİN İMAR PLANLARI İÇİN KRİTİK ÖNERİ
Fuat Edip Baksı, Alpaslan ve Cengizhan Mahalleleri içerisinde L18a-04a-3d, L18a-04a-4c, L18a-04d-1a, L18a-04d-1b, L18a-04d-1c, L18a-04d-1d, L18a-04d-2a, L18a-04d-2d paftalarda kalan yaklaşık 60 hektarlık alanda hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı önerisi gündeme geldi.
Önerge görüşülmek üzere İmar, Plan ve Bütçe, Hukuk, Çevre, Ekoloji, Deprem, Afetler ve Kentsel Dönüşüm Komisyonuna gönderildi.
DEMİR: MEZARLIK ANLAMINDA İZMİR'DE ÇOK BÜYÜK BİR SIKINTI YAŞANIYOR
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Meclis Üyesi Ramazan Demir, “Mezarlıklar konusu... Sizinle de daha evvel şahsi olarak bu konu ilgili bir iki telefon görüşmesi yaptım. Mezarlık anlamında İzmir'de çok büyük bir sıkıntı yaşanıyor. Bizim Bayraklı sınırları içerisinde de iki adet mezarlığımız var. Birisi uzun süre önce gömüye kapalı olduğunu biliyoruz. Ama Doğançay mezarlığı ile ilgili benim gerek sizden gerek ilde temsil eden gerek AK Partili gerek Cumhuriyet Halk Partili meclis üyelerinden ricamdır. Bu konuyu ivedilikle gündeminize alıp bu konuda vatandaşa bir çözüm arayınız. Konu nedir derseniz, şimdi aşağıdaki Doğançay Mezarlığı'nda binlerce gömüye müsait yer var iken vatandaşlarımız yukarıya dağ başına yani Kerbela çölünden farksız bir yere sevk ediliyor. Ama yukarıya sevk edilen insanlar gömü parası olmayan insanlar. Yani hali vakti yerinde olmayan insanları yukarıya gönderiyoruz. Aşağı Doğançay Mezarlığı'nda da şöyle bir seçenek veriliyor; Cenaze sahibine 'paran varsa sana aşağıdan yer verelim' deniliyor... Yani bu ölülerde bile zengin fakir ayrımı yapmak hangi sosyal belediyeciliğe, hangi insanlığa sığar? Ama maalesef şu an görünen tablo o. Parası varsa aşağıya istediği yere kendini gömdürürken parasal yukarıya göndermek çok büyük bir sıkıntı. Neden sıkıntı? Yukarıdaki mezarlığa giden bir aracı yok, otobüs yok. Eğer adamın kendi aracı yoksa babasını gömdükten sonra Fatiha okumaya bile çıkamayacak. Çıkmaya kalksa sabah çıksa akşama varır. Bu kadar büyük bir sıkıntı var” dedi.
DEMİR: TEK GÜNDEMLE TOPLANMASINDAN ZUL DUYUYORUM
Meclisin tek gündem maddesiyle toplanmasını eleştiren AK Parti Grup Başkanvekili Emre Demir, “Şimdi tabii başkanım bir takım konular konuşuldu. Arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Ben Cumhur İttifakının Grup Başkan Vekili olarak, belediye meclis üyesi olarak ve bir Bayraklılı olarak ek gündem maddelerini geçerek söylüyorum, İzmir'in kalbi denilen belediye meclisinin tek gündemle toplanmasından zul duyuyorum. Konuşacak birçok konumuz var. İnanın eleştirmek üzere bunları ifade etmiyorum ama bir Bayraklı olarak üzülüyorum. Ve Bayraklı Belediye Meclis Üyesi olarak istiyorum; Şimdi Bayraklı'ya baktığımız zaman ayda bir defa toplanan bir belediye meclis grubu var. Sayın Başkan ayda bir defa Bayraklı'nın hangi derdini konuşacağız? Hangi konuyu burada tartışıp doğruyu bulacağız? Ve hangi konuyla Bayraklılı hemşehrilerimizin sıkıntılarını burada hep beraber aşacağız. Ben ayda bir defa mecliste toplanıp dağ gibi sorunları birikmiş. Bayraklı'nın dertlerine derman olabileceğimize inanmıyorum. Basına düştü, siz de görmüşsünüzdür. Köpekler barınakta rahmetli oldu. Yirmi tane köpek öldü. Şimdi ben biliyorum ki içinizde hayvan hakları noktasında çok hassas olan arkadaşlarımız var. Onlardan ve sizden ricam Sayın Başkan, bu konunun üzerinde durmanız” şeklinde konuştu.
BU HALK KONUTÇULAR HER YERE GELMEYE BAŞLADI
Kent konseyine eleştiriler getiren Demir, “Yine bir imar planı konusuyla toplandık. Bugüne kadar ifade etmemiştim ama artık bunu ifade etme gereği duyuyorum. Biz burada Cumhur İttifak Olarak bir takım imar planlarına oy birliği veriyorsak buraya getirdiğiniz imar planlarıyla ilgili içimizden arkadaşlarımızla sektörün içerisinde olan şehir plancısı arkadaşlarımızla ve kendi bilgi birikimimizle destek olmaya çalışıyorsak ve bunların tümünde de neredeyse yüzde doksan dokuzluk bir oy birliği skalası var burada ve bunların tümünde de oy birliğini yakalıyorsak birileri dernekçilik yapsın diye değil. Birileri buradaki planlar üzere müteahhit firmalara mail atsın diye, müteahhit firmalarla iletişime geçsin diye değil. Biz Bayraklılı hemşehrilerimizin faydasına Bayraklımızın çarpık kentleşmesinin faydasına ve aynı zamanda bu çarpık kentleşmeyi kaldırıp Bayraklı hemşehrilerimizin insanca yaşamasına sebep olmak üzere oy birliği veriyoruz. Bunun önüne belediye başkanı olarak sizin geçmeniz lazım. Ben biliyorum ki bu konular size de geliyor. Bundan hiç mi rahatsız demiyorsunuz? Biz rahatsızlık duyuyoruz arkadaşlar. Hiç kimsenin oradan buradan kalkıp Bayraklı'da imar planları geçtikten sonra veyahut da oy birliğiyle konuşulduktan sonra şirket açacağı bir alan değil Bayraklı Belediyesi. Dernek kuracağı bir alan değil arkadaşlar burası. Tabii ki derneklerimiz bizim başımızın üzerinde yeri var. Tabii ki dernekler kurulmalı. Kooperatifler kurulmalı. Vatandaşlarımız bilinçlendirilmeli, bilgilendirilmeli. Fakat bunu yapacak burada bir merci var. O da buranın belediye başkanıdır. Buranın imar müdürüdür. İmardan sorumlu belediye başkan yardımcısıdır. Birileri dernekçilik yaparak bu konuyu istismar edemez. Kent Konseyleri demokrasi, demokratik üst seviye toplum oluşumdur. Hayırlısı olsun kentimiz için, ilçemiz için. Ama burada şu eleştiriyi getirmek istiyorum. Bir kere bu halk konutçular her yere gelmeye başladı. Ve aynı zamanda bu kent konseyinin başında olan arkadaş kentin tümüyle barışık olmalı. Bir hanımefendiyi, bir kadını halk konut ofisinde 'dua et kadınsın' diye tehdit edecek arkadaşı Kent Konseyi Başkanı yapmak ne kadar doğru onu da bilmiyorum. Birkaç meclis önce Aydın Bey çok güzel bir şey söylemişti. Dedi ki biz Bayraklı'nın ta kendisiyiz. Arkadaşlar yaşım otuz birle otuz iki olacağım. Burada doğdum, burada büyüdüm ve hayatımı burada idame ettiriyorum. Bayraklı'nın her sokağından karış karış bilgim karış karış haberim var. Fakat buraya getirdiğimiz konuların hiçbirisini ne popülist siyaset yapmak namına yapmıyoruz ki bunu içinizde yapan birçok arkadaşımız var. Daha belediye başkanı hiçbir canlı yayına katılmamışken canlı yayın canlı yayın gezip bir takım konuları istismarı ben kişisel PR uğruna bir takım konuları konuşan arkadaşlar var. Ama cevap vermeyeceğim. Belediye başkanı hiçbir konuda biz bu hizmeti yaptık, bu hizmeti yapıyoruz, bu hizmeti yapacağız' dememişken birilerinin büyük büyük kelimelerle Bayraklı'da kimden rol çalıyorsun? Bayraklı'da belediye başkanından rol çalacağı bir alan hiç değil. Bizler muhalefet grubu olarak eleştirimizi tabii ki dile getireceğiz. Sizleri kırmak, sizleri üzmek istemiyorum Fakat bunlar aylardır heybemize koyduğumuz ha düzeldi ha düzelecek. Ha bu yanlıştan döndü ha bu yanlıştan dönülecek. Belediye başkanı müdahale edecek diye beklediğimiz konular” dedi.
GRUP BAŞKANI OLARAK RAHATSIZIM
Sözlerine devam eden Demir, “İçinizden il dışından gelen arkadaşlarımız var. Burada siyasi backgroundu olan meclis üyelerimiz var. Örgütünüzün içerisinde çok çalışmış, emek vermiş arkadaşlarımız var. Yurt dışına çıkılıyor. Muhalefet grup başkanı olarak diyorum ki grup başkanı vekili olarak diyorum ki Sayın Başkan içinizden götür. Bu kararı biz alıyoruz fakat sadece bürokratlarınızla gidiyorsunuz. Arkadaşlarımızla gelmiş. Muhakkak bir cevabı vardır ki verdiniz. Açıklandı. Ama ben muhalefet grup başkan vekili olarak bir yere kadar burada sizlerin hakkını savunabilirim? Sizler il dışından buraya el kaldırıp el indirmeye mi geldiniz? Sizler burada ayda bir defa toplanıp belirli gün ve haftaları dile getirmek için mi belediye meclisi üyesi oldunuz? Yahu 2029 çok yakın. Ben 2019'dan beri belediye meclis üyesiyim. 2024 olmuş. Görev süremiz dolmuş, bir görev süresi daha gelmiş. Yarın Bayraklı'nın sokaklarında gezeceksiniz. Kapı komşunuz Ahmet amca diyecek, ne yaptınız? Belediye başkanını çalıştırmak üzere ayda bir defa belirli gün ve haftaları dile mi getirdiniz? Sizler örgütünüzde bir takım çalışmaları yapmış, tecrübe edinmiş ve buraya belediye olmuşsunuz. Bence Bayraklı Belediyesi çalışmalı ve bunu da buradaki meclis üyeleri yapmalı. Belediye Başkanımız tek bir gündem maddesiyle bizi toplamak üzere bu yola tabiri caizse baş koymuş. Ama ben bundan bir Bayraklılı olarak ve grup başkanı olarak rahatsızım” diye konuştu.
KARAMAN: O DERNEĞİN KURULMA SEBEBİ…
Kendisine yönelik eleştirilere yanı veren CHP'li Meclis Üyesi Mustafa Karaman, "Cumhur İttifakı grup başkanımızın açıkladığı bir konuya değinmek istiyorum. Bu dernekçilikten bahsetti... Zannederim ismi Bayken Derneğin... O derneğin kurulma sebebinin bir kere bizim belediyemizin imar mevzuatı veya imar konusuyla bir bağlantısı bile yok. Sadece yatırımcı firmaların toprak sahipleri ki ben de şahsen doğum abimle buralıyım. 1926-1927 senesinden beri atanan kökten gelme, burada yaşıyoruz. Zannediyorum şu an bu salonun içerisinde en eski Bayraklılı benim. Bahsedilen bölgesinde kendi arazilerim, kendi soyum, topum, sülalem ki zannediyorum tenzih edilerek bahsediyorum. Bizlerden bahsediyordu Sayın Emre Demir kardeşimiz. Şimdi burada müteahhit firmalara mail atan diye bir isim nitelendirdi. Ben çok merak ediyorum. Müteahhit firmalarım burada meclis üyesi arkadaşlarımdan kim? Ben değilim. Derneklerin kurulması bir kere meclisimizi bağlamıyor. Dernekler doğru Baykent isminde bir dernek kuruldu. Bu derneği kurma sebebimiz sadece toprak sahiplerinin kendi haklarını savunması içindi. Mimarlar Odası'nın açmış olduğu dava ve bir şahsın açmış olduğu dava toprak sahipleriyle birlikte yasal süreci takip etmek hukuken de üzerine gitmek ve aslen mülkiyet sahipleriyle birlikte oluşturulmuş bir dernektir. Yatırımcı firmalar konusuna gelince ben burada şunu çok isterim; AK Parti grubundaki arkadaşlarımızın da bu hani diyoruz ya başından beri altı ay, yedi aydır Kentsel dönüşüm... Doğru. Ben altı ay, yedi aydır şu anda birlikte meclis üyeliği yapıyoruz hep beraber. Bu derneği ziyaret etmelerini canı gönülden istiyorum. Ve bu üç bölgeyle ilgili Cengizhan Alparslan, Fuat Edip Baksı bölgesinin yatırımcı firma her kim varsa, gerçekten burayı üstlenebilecekse biz toprak sahipleri olarak şahsen kendim ve mülkiyet sahibi yanında olmak istiyoruz. Ama hani çok buranın yapılaşmasında bizim burada beşinci kattaki arkadaşlarımız tekniki yapıda bütün bilgileri, yatırımcı firmalara anlatıyorlar. Fizibilitesine çıkarıyorlar. Çok sağ olsun. Bizler de katılıyoruz. Geliyoruz... Dernek Yönetimin insanları da geliyoruz ama buranın adabı şöyle Başkanım; Takribi 500-550 şu anda üyesi var. Tamamı mülkiyet sahibi. Ve teknik olarak da yakınen WhatsApp grupları vardır. Canlı canlı da görebilir. AK Parti grubu arkadaşlarımız derneği ziyaret ederlerse çok daha sağlıklı olur. Bence vatandaşın soruna çözüm bulmaktan ziyade böyle insanları tenzih eder gibi müteahhit firmalara mail atan demek hoş olmadı. Derneklerin de belediyelerle bir bağlantısı olmadığını, dernekler kanununda hepimiz biliyoruz. Yardımcı olurlarsa hani çok kentsel dönüşüm açısından biz de seviniriz. Oranın gerçekten bir sorunu var. Buradaki imardaki bütün arkadaşlarımıza, çalışan bütün bürokratlarımıza ben ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ama yatırımcı konusunda da gerçekten ihtiyacı olan bir konumda bu derneği ve toprak sahiplerinin yanında herkesin olmasını canı gönülden diliyorum" diye konuştu.
ÖNAL: BİR SÜRE SONRA YİNE UNUTURUZ...Son olarak konuşan Başkan İrfan Önal, "Depremimizin dördüncü yıl dönümünde depremde yitirdiğimiz canlarımız andık. 117 canımıza tekrardan Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine, bayraklarınıza sabırlar diliyorum. Bu depremlerin bir de yaşanacağının bilincindeyiz. Bu sebeple deprem aslında bir kader değil. Coğrafyamızı bu depremlerin sürekli olacağının da bilgisinin de bilincindeyiz. Buna dönük bize kendi dönemimde de adaylığım süresince de bugün de her yerde kentsel dönüşümde ve muhtemel sebebi bu. Çünkü maddi hasarlar gelir geçer. Can kayıplarını insanlarımızın ölümüne bizler sadece bayraklı ya da kendim için söylemiyorum. Ülkecek bunalcılık yapmadığımız sürece maalesef bu işin sorumlu taraflarıyız. Depremler olduktan sonra konuşuruz. Canımız yandığı için adımlar atmak üzere sözleşiriz. Ama bir süre sonrasında tekrar unuturuz. Yeni bir deprem olup tekrar canımız yanıncaya kadar... O sebeple arkadaşlar bir de can kayıplarının yaşamaması için var gücümüzle çalışmalıyız. Bu yönüyle evet birçoğumuzun bunun siyasetini ya da partililik durumunun ötesinde görecek. Deprem artık gerçeğiyle yüzleşmemiz gerektiğinin de herkesin farkında olması gerekiyor. Yine TUSAŞ'ta şehitlerimiz oldu, şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum Ailelerimize, ülkemize başsağlığı diliyorum. Yaralılarımızın da tez zamanda sağlıklarına kavuşmalarını diliyorum. Bu hain terör saldırısının da bir daha gerçekleşmemesini diliyorum. Olayda yapanları da kınadığımızı belirtmek istiyorum" dedi. MAHKEMEYE RAĞMEN İŞ OLMUYOR
Sorulara yanıt veren Başkan Önal şu ifadeleri kullandı;
"Şimdi arkadaşlar sorularınızın cevaplarına gelecek olursak... Kentsel dönüşümle ilgili soruları olmuştu. Elimizdeki veriler doğrultusunda arkadaşlarımız yazılı olarak sunacaklar. Ama şunu söyleyeyim. Kentsel dönüşüm arkadaşlar belediyede plan eliyle sadece olabilecek bir durum değil. Kentsel dönüşüm dediğimiz aslında bir farklı depreme dayanıksız yapıların depreme dayanıklı hale gelmesi meselesi. Geçmiş yıllarda kendi vatandaşlarımız büyük ölçüde de göçün de etkisiyle burada imkanları doğrultusunda o gün barınabilecekleri alanları oluşturmuşlar. Ve bu sebeple o vatandaşlar o gün mülkiyetinden başlanarak onlar sorunun ya da onlarca problemine bakmaksızın sadece başlarını koyabilecekleri bir alana ihtiyaç duyduklarından bu şartlarda yaşıyorlar. Buralarla ilgili de arkadaşlar anlatıyorum Bayraklı'mızda da dahil olmak üzere İzmir'de plansız hiçbir yeri yok. Dava konusuyla mahkemenin iptal ettiği haricinde her yerin planı var. Buralar yapılırken arkadaşlar geçmiş yıllarda bir katliam yapılıyor. Sonra iki kat yapılıyor. İki kat imara usulüne uygun hale getiriliyor. Ve bunlar da geçmiş merkezi hükümetler tarafından seçime yakın zamanlarda gecekondu kanunlarını biliyorsunuz. Belli dönemlerde onların oyunu almak üzere ve üstündeki yapının sağlıklı mı değil mi durumuna bakılmaksızın belli haklar tanınıyor. En son biliyorsunuz birkaç yıl önce iki bin on sekiz yılında 2017'ye kadar yapılmış kaçakların affıyla ilgili yeni bir kanun geldi. Geçmiş hükümetlerin birçoğu bunu yapmış. Oy arttırmak için oyunu yükseltmek için o insanların Maalesef o duygularımdan istifade edilmiş. Şimdi şunu soruyorum. İki katı bir yerde vatandaş imarına uygun iki kat yapmış. Ve daha sonrasında ihtiyaca binaen ya da imkanı yetmediğinden üstüne kat çıkmış. Üç kat dört kat ya da iki katı bir yeri almış. Beş katı yapmış. O ev yıkıldığında onu yapan müteahhit yani onu yapan müteahhit hapse giriyor. Ama üstündeki kaçağı yapanın hiçbir suçu yok. Şuna geliyoruz; Her yerin planı olmasına rağmen niye insanlar yarın deprem olduğunda altında öleceğini bildiği evde yaşamaya devam ediyor. Esas sorun bu. O insanların tercihen değil, imkanı yetmediğini dönüştürmüyor. Hiçbir kimse tercihen o evlerde yaşamıyor. Yarın kendi çocuğuyla, ailesiyle ölebileceği durumu göze almasının sebeplerini irdelemiyor. Imkanı yetmediğinden bu evlerde yaşamaya mahkum. Bizler plan yaptığımızda arkadaşlar şunu söylüyorum. Planlama noktasında da bilgim olduğunu en azından bu konuda mütevazı olmayacağımı söyleyeyim. Plan eliyle mevzuata el verdiği ölçüde ben zaten inşaat artışını getirmek için arkadaşlarımızla beraber canla başla çalışıyoruz. Ama yasaların üstünde değiliz. Türkiye Cumhuriyeti'nin koymuş olduğu kurallar bütününde bu işlerini yapıyorsunuz. İlk gündemde getirdiğimiz planımız yüzde 5 inşaat olduğu gerekçesiyle kat yüksekliğiyle ilgili vatandaş ve odanın itirazı neticesini mahkeme planı iptal ediyor. Kayıtsız kalmıyoruz, mahkeme kararlarını gözeterek mahkemeye rağmen iş olmuyor. O doğrultuda hızlı bir tekrar planlama birimimiz kendi teknik arkadaşlarımız çalıştılar. Hemen hızlıca birinci meclisi yapalım. İkinci meclise bunu yetiştirelim. İkinci meclisi yapma gerekçelerimiz de bunlar arkadaşlar. Bunu zaman kaybetmeden tekrar büyükşehire sunalım. En azından bir gün bile erken olsa o planda getirip en azından burada hayata geçirelim. İstediğiniz kadar plan yapın arkadaşlar. Düz mantık. Bunun için teknik olmaya gerek yok. Bir yerde bir yer çok iyi bir yer dese bile gittiğinizde müteahhit yüzde elli kat karşılığıyla aldığını düşünün. Yani inşaat alanınız kadar yarısını müteahhite verirseniz müteahhit gelip orayı size ücretsiz yapar. Bugün zaten kendi yerinde iki kat üç kat olması gerekirken beş kat olan o beş katta da her birinde bir ailenin oturduğu ve her birinin kendine bir daire istediği sistemde arkadaşlar yüzde elli inşaat artış yapıldığında bile herkes sadece kendi dairesini alabiliyor. Şimdi bir de müteahhitin bedava yapabilmesi için yüzde 300 artışı yapmamız gerekiyor. Bu mümkün mü arkadaşlar? Değil. Olmadığını siz de biliyorsunuz. Ben de biliyorum. Hani gelir yerinde ben parsel bazlı dönüştürürüm... Herkes evine sahip olacak demek yalancılıktır. Ve bu yalancılığı yapmadım. Seçim boyunca da herkese bunu söyledim. Ada bazında bir araya gelindiğinde oranın katma değeri arttırıldığında birilerine olur. Birileri gelip orada inşaat yapabilir. Diğer türlü vatandaş para vermeden yapabilmesinin yolu inşaatın yarısını müteahhite bırakmasından geçiyor. E zaten yerindeki inşaat alanının fazlasını kendin kullanmışsın. İmar barışlarından, imar aflarından faydalanmışsın. Bu yoğunluğun daha üstü yasa el veriyorsa bile aslında yasa elvermiyor ama şunu belirtmek istiyorum; Bayraklımız'ın farklı mahallelerinde, farklı emsaller var. Bizim gördüğümüz Bayraklı'mızın en yüksek yapıları Folkart kuleleri. Folkart kulelerinin emsali, inşaat yoğunluğu üç buçuk. Fuat Edip Baksa'da Birçoğu çarpık kentleşmiş, emsal adalarında emsal beşlere geliyor. Yani düşünün ki, biz hani folkartlar bu kadar yükselmiş, onlara halk da bunlara değil mi dediğimizde bile aslında baktığınızda bizim birçok mahallemizin yoğunluğu şu ikiz kulelerden daha fazla. İnşaat onlardan çok da yüksek. Biri on bin metrekarede yüzde on taban oturumuyla yükselmiş, diğeri kendi parselinin yüzde doksanını kullanmış. Ambulansın, çöp araçlarının girmediği sokaklarımız var. Ve bunlar üç beş yıllık, on beş yıllık CHP dönemiyle de ilgili değil. Bunlar elli, altmış yıllık süregelen Sorunlar. Bütün bunların çözülebilmesi için devletin kendi evini dönüştürebilecek insanlara en başta kaynak sağlaması gerekiyor. Yani biz yıllarca deprem vergisi ödedik. Bu deprem vergisinin neticesinde evini gerçekten dönüştürmek isteyen o olanağı bulup o parayla gidip bu evi dönüştürmesi gerekiyor. Dernek kapsamında ya da meclis üyesi olarak değil. Oradaki bütün vatandaşlarımızdan ben rica ediyorum. Ben belediye başkanı olarak arkadaşlar müteahhitlerle görüşmüyorum. Görüşmeyi de doğru bulmuyorum. En nihayetinde birinin yarın iyi niyetli gelse bile yapmadığında benle ilgili bir ithamda bulunmasını istemediğimden ben görüşmüyorum. Görüşebilen, firma bulabilen, müteahhit bulabilen, kooperatif kurabilen herkesten Allah razı olsun. Yeter ki oradaki insanlar o evi dönüştürebilsin. Ben vatandaşlara da söylüyorum, gittiğim her yerde arkadaşlar, ben belediye başkanı olarak sizin buradaki yükünüzü almak, yaptırabildiğim kadar sağlayabildiğim kadar inşaat artışı verip uygulamaları bitirip ondan sonra sizin yapma Emre Bey sormuştunuz cevap veriyorum; Yapıma uygun hale getirip o vatandaş istiyorsa kendi müteahhitini bulsun. Istiyorlarsa bir araya gelip kooperatif kursun. Istiyorlarsa firma kursunlar. Benim amacım o inşaatı yapabilir getirmek. Uygulaması bitirip planlama süreçlerinin arkasından o vatandaşın ertesi günü en azından temelini atabilecek duruma hazır hale getirilmesi gerekiyor. Ben bunları sağlamakla yükümlüyüm. Bunlar için de sağ olsun arkadaşlarımız memur arkadaşlarımız hafta sonu da çalışıyorlar. Mesai sonrasında da kalıyorlar. Çünkü dediğim gibi insan canı söz konusu. Bir günün bile kıymeti var ve o sebeple arkadaşlar bugün cuma günü ve komisyonlara getirdik. Pazartesi arkadaşlarımız komisyonda bu konuları görüşecekler. Salı günü tekrar meclise gelecek. Karara bağlanacak. İnşallah büyükşehirde de fazlaca uzamaz. Yani bir an önce gün be gün inşaat maliyetleri artıyor. Ne kadar erken bu planları o kadar yararımıza olur. Ama şu gerçeklikte olmalıyız yani insanların umutlarıyla, duygularıyla oynamamalıyız. Biz yüzde beş inşaat artışı yaptığımız yerde mahkemeyi iptal ediyor. Mahkemeye rağmen gidip bir yerde inşaat artışı ben verdim. Yarın iptal olacağını biliyoruz. İptal olacak planı da gidip insanlar kandırmak üzere de yapmanın bir manası yok. Bizim dönüştürebilir bir planlamayla yarın da imkanla buluşturup merkezi hükümete bu yönde iş düşüyor. Kendi evi depreme dayanıksız olan evlerin dönüşümüne devletin desteği gerekiyor. Yoksa gidip bir milyon kredi çektiğinizde ki bir milyona bir ev yapılmıyor. İki milyon kredinin geri ödemesi ayda seksen bin. Arkadaşlar ayda seksen bin geri ödeyebilen adam zaten depreme dayanıksız evde yaşamaz. Gider çok daha sağlıklı, çok daha düzgün yapılaşmış evlerde yaşar. Öyle bir gerçekliği olmadığını da sizler de biliyorsunuz."
TALEBİ BÜYÜKŞEHİR'E İLETİRİZ
"Mezarlıklarla ilgili... Kendi daire başkanımızla kendim de görüştüm. İzmir'de aylık yaklaşık üç bin tane gömü yapılıyor. Bu üç bin gömünün de iki yüz civarında aile bireysel talep doğrultusunda olduğu için ücrete tabi. Yani şöyle söyleyeyim. Büyükşehir'in açmış olduğu kepçesiyle çalışanlarıyla bir etapta Gömü yapılıyorken vatandaştan 200 TL alınıyor. Durumu olmayandan da alınıyor yani. Hani bu beyanla kişilerin imkanı yoksa o 200 TL de alınmıyor. Ücretsiz bir şekilde kepçenin kazdığı işçilerin bulunduğu alanda o gömüler yapılıyor. Ha ayrı bir yer olsun. Ya da ayrı bir sizin daha önceden satın almış olduğunuz bir alana gömüğü istiyorsanız bu giriyor. Bununla ilgili de kişilere değil büyükşehir belediyesinin veznesine 12 bin 500 TL para yatırılıyor. Oradaki personel ya da iş makinaları o kişinin talebi doğrultusunda o özel alana geliyor. Bu uygulama böyle gelmiş ve ayrı özel talep olduğu için de ücrete tabi. 12 bin 500 TL ücret. O ücretli yerden değil. Belediyenin halihazırında gömü yaptığı yerden vatandaşlarımız 200 TL karşılığında gömülülerini yapabiliyor. Yetmedi imkanı yoksa da imkanı olmayandan da ücret de alınmıyor. Yani büyükşehirin söylediği bu. Yok konuşmuştuk. Olanı anlatıyorum size. Bunların ayrı yerlerin gömüğe açılması ya da onlara öncelik verilmesiyle ilgili talebi arkadaşlarımız da iletir. Biz de söyleriz. Ama bu yönde yürütme, yönetme yetkisi büyükşehir Mezarlıklar Daire Başkanlığında. Yani niye orayı açmadınız, niye buradan devam etmiyorsunuz? Diyebilecek durumda değiliz. Talebinizi iletiriz. Yani aşağıdaki yerde arkadaş açık olsa da bir gün bitecek. Yine diğer tarafa gidilecek. Ha bugün değil, yarın gidilmesi noktası yönetimin vereceği karar." BİLBORDLARLA İLGİM YOK
"Billboardlarla ilgili emin olun arkadaşlar çalışma yapmış bir ilgim yok. Bizim kendi billboardlarımız yok bu arada arkadaşlar ana arterlerde bulunan billboardlar büyükşehir yetkisinde olduğunu, büyükşehir ihale yapmış. Ha birle ilgili de geçmiş yönetimle bir anlaşma sağlanmış belediyenin çalışmalarında belli noktalarda ücretsiz bir şekilde yardım ediyorlar belediye olarak." GELEN PARA MASRAFI ÇIKARMIYOR
Tartışmalara neden olan sahildeki otoparklar hakkında konuşan Önal, "Otoparkla ilgili... Bir meclis üyemiz daha sormuştu. Biz oranın ticaretinden öte kendi Bayraklı'daki vatandaşlarımızın nesli bir şekilde gidip aileleriyle oturabilecekleri alana dönüştürmek için otopark yaptık. Emniyetten gelen bir yazıyla ki emniyetten yazı gelmesine de gerek yok. Gidenleriniz vardı, çok başka amaçlarla oranın kullanıldığını kendi artık neredeyse ailelerimizin giremediği bir alana dönüşmüştü. Biz oradan şuan Çevre Şehircilik ile bir ecemsil göndermiş. Hatta geçen kendilerine de söyledim. Biz işletme taraftarı değiliz. Diliyorsanız gelin bu güvenliği sağlayın siz işletin. Yani oradaki bizim Bayraklımıza ayrı amaçlarla, kötü amaçlarla kullanılan alan olmaktan çıkarmak üzere üç vardiya şu an personel çalıştırıyoruz. Ve bunların da arkadaşlar gelen para bu masrafı çıkarmıyor. Biz burada kar etmek için açmadık. Öyle de işletmiyoruz. Kendi ailelerimizin gidip nezih bir şekilde kullanabilecekleri, oturabilecekleri temiz bir Bir alana ihtiyaç duyduğumuzdan orayı şu an otopark olarak işletiyoruz. Ücretlerle ilgili arkadaşlara söylerim ama zarar ettiğimiz bir yerde daha da indirime gitmek araç sayısını artırmaz, emin olun artırmaz. Şirket müdürümüz burada, meclis üyelerimize talep geldi" dedi. TADİLATA ALACAĞIZ
Kız öğrenci yurdunun sağlam çıktığını belirten Önal, "Kız öğrenci yurduyla ilgili rapor yeni geldi. Güçlendirme çıkmadı. Henüz yazışmaları sürüyor. Tadilatlar olacak. Gaz tesisatlarıyla ilgili İzmirgaz ile bir projelendirme çalışması var. Onların işlemesi lazım. Güçlendirme çıkmadı yani. Şu an gelen veriler üzerinden gördüğümüz bir problem çıkmayacağı umuyorum. Havuzla ilgili arkadaşlar koro testi yapıldı. C sekiz çıktı. Bunlar biraz da teknik. Yani güçlendirmeyle de kurtulamayacak. Yıkılması gereken bir alan. Daha önceden randevular verildiği için tehlikeli bir durum ama bu ay sonunda artık düğün tarihleri de bitiyor. Ondan sonrasında tadilatı alacağız. İnşallah yine güzel bir havuz olarak hayata geçireceğiz. Bayraklı'yla özdeşleşmiş orası ama şöyle bütünleşik bir tesis. Havuz yıkımına girdiğinizde diğerleri de yıkılıyor arkadaşlar. Hepsi birbirine bağlantılı maalesef. İnsan canından kıymetli hiçbir şey yok. Yani gidip orada bir çocuğumuzun yarın başına birşey geleceğinden o havuzu 10 kere yıkarız. Yine de o riski almayız" diye konuştu. AMBULANS GİREMEYEN YOLA ASFALT BEKLEMEK...
Asfalt için öncelikle dönüşümün sağlanması gerektiğini vurgulayan Önal, "Asfaltlarla ilgili arkadaşlar belli şirketler geliyor. Evet çukurlarımız var. Belediyemiz kendi ekiplerince İki ekip iki kamyon bazen de bir kamyonla bu çukurları yok kapatmaya çalışıyoruz. Ama İzmir'in arkadaşlar hepsi birbiriyle bağlantılı yani. Bunları sabaha kadar konuşabiliriz. Kentsel dönüşüm yapılmadan ne İzmir'de soru temelde çözülür. Ne su kanalizasyon kökten çözüm ne de asfaltlama kökten çözülür. Şimdi ambulansın giremediği bir yerde asfalt beklemek hayal değil mi arkadaşlar? Ambulans gelemiyor. Orada o yolun açılması lazım. Yolunu açabilmesi için o vatandaşın evinin yıkılması lazım. Gerçekçi konuştuğumda çok belki hoşuna da gitmiyor. Bizim kendi gerçeğimiz kendi yola tecavüzü, sokağı dar tutan ya da başkasının arsasına taşmış onlarca, binlerce yapının sorunu çözülmeden bu kalıcı hizmetleri istediğimiz ölçüde gelmeyecek, getiremeyeceğiz. İzmir bu yönüyle yaklaştığı için gidip bir yerde bin dairelik site yaptığınızda arkadaşlar siz daha gitmeden onlar gelmek ister. Kendi Bayraklı'nızın bu gerçeğinin farkındayız. Bunu siyaset olsun diye de söylemiyorum. Bizim daha kalıcı bir şekilde bu kentteki temel yapılaşma sorunu çözmemiz gerekiyor" dedi.BAKANLIKTAN İZİN ALMAMIZ GEREKİYOR
İşçi alımları için izin gerektiğini belirten Önal, "Çöplerle ilgili arkadaşlar fazlaca emekli olan personelimiz var. Çevre Şehircilik Bakanlığına yazmıştık. Bizim kendi belediyemizde personel çalıştı için Çevre Şehircilik Bakanlığı'ndan izin almamız gerekiyor. Şu an şirkette çalışıp belediyenin birimlerinde çalışanlarla ilgili de yazı yazmıştık. Üç Haziran'da yazımız gitti. Henüz bir cevap gelmedi. O sebeple yine buradaki maalesef emeklilerin fazlaca temizlik hizmetleri yapamıyoruz. Tasarruf genelgesi kapsamında Çevre Şehirciliği'nin izine tabiyiz. Onlar onay vermeden alamıyoruz yani. Hani belli hizmetteki aksamalar da bu sebeple arkadaşlar birçoğu oradan emekli oluyor. Hep birlikte Bayraklı'mız için çalışacağız. Bir oturum ve iki oturumun olmasının bir kıymeti yok. Gündem olmadan meclisleri toplamak bir kamu zararı. Bunu daha önce de AK Parti grubu fazlaca dile getiriyordu. Gündemsiz bir şekilde meclisler niye toplanıyor? Şimdi gündemimiz beş gündem var arkadaşlar. Beş gündem olduğu için bir aciliyeti olduğundan ikinci meclisi koyabildik. Ama ikinci meclis dediğinizde ikinci meclislerde geçen dönem gördük. Bazen gündemsiz toplanıyoruz. Gündem olsun diye de arkadaşlar gündem yazılmaz. Bir konu eğer meclisi ilgilendiriyorsa, mecliste görüşülmesi gerekiyorsa bunu da yasa veriliyor. Yasaların belirle istisli işlerde meclis gündemini ilgilendiren konular zaten meclise geliyor arkadaşlar. Şunu yapmak belediye başkanının görev suçu olur, görev ihmali olur. Kendi bilerek sonunu getirecek bir duruma da girmesin. O sebeple arkadaşlar vatandaşlarımızdan gelen, birimlerimizden gelen önergeler meclis gündemini ilgilendiren konular meclise geliyor, komisyonlara gidiyor, komisyonlarda görüşülüyor. Ve tekrar karara bağlanıyor" ifadelerini kullandı.