ÖNCÜŞEHİR TV
Yayınlanma: 14 Aralık 2024 - 14:24
AK Partili Yıldız'dan 'kooperatif' hakkında sert eleştiri: Bu bir soygundur
Kooperatif krizini değerlendiren İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grupbaşkanvekili Hakan Yıldız, “Bu sürecin içinden nasıl çıkacaklarını hayretle izliyorum. Allah kimseyi CHP’nin düştüğü kooperatif modeline düşürmesin” dedi. Ayrıca CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu'nun bu modelin öne çıkan ismi olduğunu belirtti ve "Bu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve CHP’nin kimlikleri kullanılarak yapılmış bir soygundur” ifadelerini kullandı.
ÖNCÜŞEHİR TV
14 Aralık 2024 - 14:24
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grupbaşkanvekili Hakan Yıldız, Öncüşehir TV’de ‘Öncü Siyaset’ programının konuğu oldu.Gazeteci Çiğdem Canpolat’ın sorularını yanıtlayan Yıldız, İzmir Körfezi’ndeki kirlilik, kooperatif krizi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmaları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.“İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İPE UN SERMEYE BAŞLADI”İzmir körfezi üzerinden TBMM’de oluşan gerginlik hakkında konuşan Yıldız, “Sayın Bakanımız Murat Kurum körfez felaketini yaşadığımız en yoğun olduğu zamanlarda İzmir’e geldi. O gün yapılan programda Sayın Cemil Tugay yoktu. Şehrinizde bir felaket oluyor, çevre felaketi yaşadığınız bir yerde siz Dünya Sağlık Örgütü’nün gezi programı için toplandığı programı iptal edip gelmeniz gerekirdi ama gelmediler. O gün de bir niyet ve bilim kurulu çalışmaları ortaya konuldu. Devamında Sayın Yardımcısı Fatma Varank’da 2 tane daha toplantı yapıldı. Sonra ortaya sorunu koyalım ve çözüme gidelim dedik ve 15 maddelik ön çalışma programı ortaya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ipe un sermeye başladı. Bu sorunlara bakalım, tartışalım. İyi niyetle ortaya konulan çalışma vardı. Ondan sora bitmeyen bir şekilde, ısrarlı bir dille sanki bu felaketin oluşma nedenlerini önlemekle kendileri mükellef değillermiş gibi merkezi iktidarımızı, Bakanlığımızı hedef alan açıklamalar yapmaya devam ettiler. Doğal olarak da bilim kurulu çalışmasını da tıkanır hale getirmeye çalışıyorlar. Şimdi de Sayın Bakan Murat Kurum bu duruma tepki gösteriyor. Orada koyduğu yapay zeka benzetmesi de yapılması gerekenler yapılmazsa 10 yıl sonra o fotoğrafa birebir aynısı mı olur tartışılır ama o fotoğrafa benzer bütün değerleri elde edeceğimiz ortada. Körfezin gidişatı ortada. Oksijen seviyesi sıfırın altına düşmüş. Burayı iyileştirmek hepimizin boynunun borcu ama ana faktör, sorunlu ‘ben bunu yapmadım deyip’ karşı tarafı suçlamaya devam etmesi nedeniyle Sayın Bakan’ın bu tepkiyi göstermesi, açıklamayı yapması çok yerinde ve doğru buluyorum” diye konuştu.“BAKANLIĞI HEDEF ALAN AÇIKLAMALAR YAPMAYI SİYASET SANIYORLAR”İzmir Körfezi’nin kirliliği hakkında konuşan Yıldız, “Bir şeyin yüzde 100 net bir sebebi olmayabilir. Körfezi asıl kirleten ana unsur ne bunu tartışmamız lazım. Bu kirliliği önlemekle sorumlu kurum kim? Biz yıllarca İzmir körfezini evsel atıkların atıldığı havuz haline dönüştürmüşüz. Doğal fosseptik çukura çevirmişiz. Bunu 1962 yılında Büyük Kanal Projesi ile bir düzenleme kararı verilmiş. 1989 yılında İZSU’nun hazırlamış olduğu kanal projesi çizilmiş. 2002 yılına kadar Çiğli’de büyük bir arıtma tesisi inşası yapılmış. 1962 yılında öngördüğünüz ama devamlı deşarj etmeye devam ettiğiniz ve 2002 yılına kadar Büyük Kanal Projesi’ndeki Çiğli Arıtma Tesisi de devreye girince kadar arıtmadan İzmir’i kirletmeye devam etmişiz. 2002 yılından sonra Büyük Kanal Projesi sisteminde Ahmet Piriştina döneminin ekipleri yağmur suyu ve kanalizasyon suyunun ayrıştırma projesini kaldırarak hata yapmışlar. Bunların yerine birleşik sisteme geçmişler. Birleşik sistemde yağmur yağdığında arıtmaya giden su mevut arıtma sisteminin üzerinde basınçla gelmeye başlamış. Her yağmur yağdığında arıtmadan körfezi boşaltmaya devam etmişiz. 1989 yılında çizilen projeyi yapsalardı, ayrıştırarak imalatlar gerçekleşmiş olsaydı, bugün milyarlarca liralık kaynak harcayarak bu projeyi yapmak zorunda kalmazdık. Şehir büyümüş, nüfus artmış 4. Faza ihtiyacı öngörmüşsünüz ve gelmişsiniz bununla ilgili 20014 yılında bir ihale yapmışsınız. 2 kere müteahhit değiştirmişsiniz. 3 kere ihale yapmışsınız ve sonunda üçüncü müteahhitte işi vermişsiniz aradan geçmiş 10 yıl. Yıllardır körfezin Çiğli açıklarındaki boğazına çamur biriktire biriktire bu hale getirmiş durumdalar. Yıllardır biriken o çamuru almayarak ve her seferinde o çamuru almayarak ve arıtmadığınız o atığı deşarj ederek o yıllarca oluşmuş çamur tabakasını daha da büyütüp yukarıda su hareketini sıfıra indirir hale getirmişsiniz. Bunun asli sorumlusu İzmir Büyükşehir Belediyesi. Yetki alanı onların. Bununla ilgili İzmirlilerden katı atık bedeli üzerinden zaten para alıyorsunuz. Merkezi hükümet bütçenizin yüzde 93’ünü size gönderiyor. Sizin asli göreviniz bu. Siz körfezi kirleteceksiniz, kirletmeyi önleme sorumluluğu size ait olacak ve siz bunların hiçbirini yapmayacaksınız ve siz oraya dağ gibi pisliği yığmış olacaksınız sonra da dönüp ‘bunu gelsin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı temizlesin.’ Sen görevini yapmıyorsun, yapamamışsın ki. Yıllardır 4. Fazı devreye koymaya çalışıyorlar. Bırakın dördü, beşinci fazı devreye koymamız lazım. Bizim artık yükü tek yere vermek yerine şehrin belirli noktalarında yeni arıtma tesisleri kurmamız lazım. Narlıdere’deki artma tesisinin kapasitesini artırmamız lazım. Bakanlık onay vermiş, sizin de bir an önce ihaleyi yapmanız lazım. Yıllardır biriktirdiğiniz ve bir kere de dönüp bakmadığınız çamur deryasının dip taramasını şimdi yapıyoruz diyor. Daha dün başladın her yere afişler asmışsın. 30 milyon metreküp çamuru çıkarman yerde bu yıl yaptığın ihale 700 bin metreküp bu hızla gidersen sen bunun anca 35 yılda temizlersin. Kent de bunu sorsun. Bütçenin yüzde binini bile ayırmamışsın. Böyle çevre felaketini kentte yaşatmışsınız ve sizin artık acil eylem planına geçmeniz lazım. Ama maalesef İzmir Büyükşehir Belediyesi acil eylem planına geçmediği gibi siyasi uzantıları, Bakanlığı hedef alan açıklamalar yapmayı siyaset sanıyorlar. Kent için elinizi taşın altına koymanız gerekir” dedi.“CEMİL TUGAY 1 BARDAK SUDA FIRTINA KOPARMAKTAN VAZGEÇSİN”Körfeze hükümet el atmalı, körfez hükümet sorumluluğunda gibi kullanılan ifadeler için konuşan Yıldız, “İzmit körfezine ayrılan kaynak 2 milyar TL. Bunun 800 milyon lirasını Kocaeli Belediyesi Organize Sanayi Bölgesi ile ortaklaşa karşılıyor. Merkezi hükümetten gelecek ek kaynak bu durumda 1 milyar 100 milyon oluyor. Merkezi hükümetten gelen kaynağından Kocaeli Körfezi’ne ayırdık. İzmir’e ise geçen sene 5 milyar 500 milyon liralık hükümet garantöründe İller Bankasından oluşturulmuş finansmanı Çevre Bakanlığının Türkiye’nin herhangi bir ilinde kullanma hakkı varken, İzmir’i pilot il olarak alıp yağmur suyu ayrıştırması için Konak ve Bayraklı ilçelerini kapsayacak krediyi hazırladık. Kredi hazır. Cemil Tugay 1 bardak suda fırtına koparmaktan vazgeçsin. Hazır olan kredini burada ve İller Bankası İZSU’yu sürekli arıyor. Yapılan bu çalışma için neden hala 1 yıldır bekliyoruz. Parası da hazır. Finansmanını biz hazırladık. Biz bilemiyor muyduk bu kaynağı AK Partili bir belediyeye yönlendirmeyi? Ayrımcılık yok. Para hala duruyor ve kullanamadılar. Rakamlar ortada. Bu sorun 7 aylık görevde olan Cemil Tugay’ın omuzlarına yüklenmiş büyük bir sorumluluktur. Ama kendisi sorumluluğun bilincinde açıklamalar ve söylemler yapmak zorundadır. Cemil Tugay bu bakış ile 4 yılı sürdüremez. İvedilikle bu bakış açısından çıkmalı. Bu böyle gitmez. Siz asli görevlerinizi bırakıp karşıyı suçlayarak bir yere gidemezsiniz” sözlerine yer verdi.“BAŞKAN TUGAY AK PARTİ’Yİ SUÇLAYAN BİR SİYASETİ KENDİNE İLKE EDİNMİŞ”İzmir Büyükşehir’in Bakanlıkta bekleyen kredileri hakkında konuşan Yıldız, “Bu konunun tüm detaylarına vakıf bir grup başkanvekiliyim. Bu kredilerin 3 tanesi daha önce kullanılmış olan kredilerin uzatma süresi, diğer 3 tanesi ise yeni başvurular bir tanesi ise ESHOT ile ilgili. Dikili’deki arıtma tesisi ve yağmur işleri var bu yeni proje. Diğerleri öngördüğünüz ve başlamak istediğiniz projeleriniz. Daha hala kredilerin nasıl kullanacağı, hangi koşullarda ödeneceği, ne gün serbest bırakılacağı detayları üzerine mutabakata varılmış bir tablo yok. Ama bu durum işlere engel bir durum değil. Bunların izni gelmesinin yarın bu krediyi kullandıkları anlamına gelmiyor. Buradan da siyaset üretmeye çalışıyorlar. 4. fazla ilgili Avrupa Kalkınma Bankasından kullanacakları köprü krediler için izin beklediklerini söylüyorlar. Ama bu 4. fazı yapmalarına engel değil. Çünkü ihalesini 2023 yılının Şubat ayında yaptık. O günün koşullarında da mecliste kredi onayı verdik. O krediyi kullandılarsa bile buraya kullanmayıp başka yere harcamışlar. Şimdi ise ödeme yapamadıkları için işleri çözülsün diye 1 milyar TL’lik borçlanmaya destek veriyoruz. Siz o gün onayladığımız krediyi başka yere kullanmışsınız. Şimdi ise Avrupa’dan gelecek olan köprü kredisine banka ‘4. faza ne harcadıysanız, getirirseniz, biz o harcamanızı tekrar kredilendiririz ve size iade ederiz’ demiş. 4. fazını bitir, bu durum engel değil ki. Bunun üzerinden bahane, algı yapmanıza gerek yok. Bütün İzmirliler baksın geçtiğimiz Kasım ayında İZSU Genel Kurulunda biz hem Dikili ve 4. faz için kullanılacak kredilerle ilgili mecliste Sayın Başkan’a oy birliği ile yetki verdik. Projem hazır diyorsunuz ama daha yetkisini oy birliği ile mecliste 15 gün önce aldınız. Aylardır bekliyorum diyorsunuz ama yazdığını Ekim ayındaki yazınız gelmiş olsaydı kullanıyor muydunuz? Kullanamazdınız çünkü yetkiyi daha yeni aldınız. Görüşmelere başlama yetkisi aldınız. Siz görüşmelerinizi yapın her şeyi hazır hale gelsin de o evrak da gelir dosyaya konur. Evrağın dosyaya konması işinizi geciktiren bir durum değil. AK Parti grubu size destek vermiş. Siz İzmir kamuoyuna çıkın ve yapmış olduğunuz kredi görüşmelerinin sonuçlarını açıklayın. Bu bahane siyasetini Tunç Soyer yapıyordu. Yeni seçildiniz. Sayın Başkan ‘ben bir dönemliğe talibim’ diyerek İzmir için kıymetli bir ifade kullandı. Bu ifade sorunların üzerine radikal gideceğim, sorunları masaya koyup çözümlerin üzerine net gideceğim demektir. Başkandan böyle bir tavır mı görüyoruz? Hayır. Sadece AK Parti’yi suçlayan bir siyaseti kendine ilke edinmiş. Bu bakıştan bir an önce çıksın. Bu bakış ile 4 yılı sürdüremez” diye konuştu. “7 AYDIR İÇ HESAPLAŞMA DÖNEMİ GEÇİRDİLER”İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde bütçe görüşmeleri sırasında yapılan eleştirilerin dikkate alınması hakkında konuşan Yıldız, “Dikkate alınıp alınmadığını zaman içerisinde göreceğiz. Bütçenin faaliyet raporlarına bakacağız. Öte yandan 7 aylık uygulamalarına baktığımızda muazzam bir iç hesaplaşma dönemi geçirdiler. Sayın Başkan bir önceki dönemin oluşturduğu tüm bürokratik kadroyu tasfiyeye gitti. Belediyenin hafızasını zorlayan çok zor işler yaptılar. Sayın Başkan daha ekip kuramadı” dedi.“KOOPERATİF HİKAYESİ YAPILMIŞ SOYGUNDUR”Kooperatif krizini değerlendiren Yıldız, “ Bu sürecin içinden nasıl çıkacaklarını hayretle izliyorum. Allah kimseyi CHP’nin düştüğü kooperatif modeline düşürmesin. Bugün il başkanları bu durum ana aktörleri, paydaşları. İzmir kamuoyu CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu’nu il başkanı olarak mı tanıdık yoksa kooperatif modelinin abisi olarak mı tanıdık? İsmi ortaya kooperatif modeli ile çıktı. Aslanoğlu parlatma operasyonuydu. Bunun arkasında da Mahir Polat ve Murat Bakan vardı. Bu modelin sonucunda çıkan ismi il başkanı yaptılar. Biz o gün de o modelin hak sahiplerinden alınan tapuların yerlerini İZBETON’a devrini mecliste oy birliği ile verdik. İZBETON’un ortalarda olmayan genel müdürü, bu üçlü yapının ürettiği genel müdürü usulsüz yetkilerini aşarak kooperatiflerle sözleşme imzaladılar. Biz bunun da yanlış olduğunu söyledik. Mecliste kavga ettik. Bu muazzam işin çok doğru olduğunu, bu Türkiye’ye örnek olacağını söylediler. 3 milyar liraya yakın para toplandı ve Şenol Bey’in de başkanlığını yapıp bıraktığı mevcut inşaat seviyeleri en iyi olan kooperatif de yüzde 3 durumuna gelmiş. Ortalama 2 milyar TL para buhar olmuş. Bunu bu kentte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin logosu ve kurumsal kimliği kullanılarak, İzmir’de CHP’nin kimliği kullanılarak, kooperatif hikayesi üzerinden İZBETON’un kurumsal kimliği bizzat kullanılarak yapılmış olan bir soygundur. Bu soygunu Cemil Bey üzerine aldı. İş bilmezlikleri ve nasıl çıkacakları o kadar beli ki bir önceki dönem soygunluğu biraz deşifre edildiği için daire başkanlığını kapattı. Cemil Tugay gelir gelmez geri kurdu. Biz de destek verdi. O mecliste bir de bütün bu işlerin Egeşehir’e devri hakkında önerge getirdiler. Bu önerge yanlış, yasaya, mevzuata aykırı dedik. Sonra CHP’li üyeler de bizi haklı buldu ve önerge başkanlığa iade edildi. O günden bu güne ortaya koydukları somut bir iş yok. Şantiyeleri devir alıyoruz diyorlar. Bir mahkeme kararı ile seviye tespiti yapıldığı açıklandı. Bazı kooperatifler de seviye tespiti yok dedi. Bu kooperatifleri bugüne kadar oyaladılar. Şimdi de göstermelik olarak devir aldık şovları yapmaya gerek yok. Bin 450 tane hak sahibi bir kenarda, bin 500 tane dolandırılmışlar bir tarafta. Bu insanlar kurumsal kimlik kullanarak dolandırıldılar. Kooperatif işinin altından kalkabileceklerini düşünmüyorum” dedi.“FERHAN ŞENSOY’UN PARDON FİLMİNE DÖNDÜ”İzmir’in önemli konularından olan ve çözümü beklenen Karşıyaka Stadı ve opera binası hakkında konuşan Yıldız, “Opera binası yalan oldu. Karşıyaka Stadı ise dostlar alışverişte görsün anlayışı devam ediyor. Opera binası stratejik planın hiçbirinde gelmiyor. Bu dönemki bütçenin de hiçbir yerinde yok. Doğal olarak opera binası harabe olarak kaldı, işte bu kamu zararı. Karşıyaka Stadı için yazı yazdık, cevabı bekliyoruz dediler. Ben bu ifadeye çok gülüyorum. 3 gün sonra ise ‘biz o yazıyı yanlış yazdık, dikkate almayın’ diyorlar. Sonra yeni bir yazdı daha yazıyorlar. O yazıda da Karşıyaka stadını sosyal tesis yapılması için bize devredin ifadelerini kullanıyorlar. Sen bu stadı yapacaksan ve samimi isen ilk önce yazını düzgün yaz. Talep ettiğin yazıyı 2 gün sonra yanlış yazdık diyorsun. Ferhan Şensoy’un Pardon filmine döndü. Olacak iş mi? 5 yılda hiçbir şeyi bitiremezler ama hepimiz bekleyip göreceğiz” dedi.“BÜTÇELEME ANLAMINDA PROBLEMLERİ VAR”Doğal yaşam parkı hakkında konuşan Yıldız, “Ayrılan kaynak 180 bin. O gün büyük cümleler kuracak anlattıklarında doğal yaşam parkında kuracağımız güneş panelleri sayesinde yenilenebilir kendi enerjisini yapabilen bir parka dönüştüreceğiz dediler. Bir taraftan bunu söyleyip bir taraftan da belediye başkanları güneş panellerinin ne kadar gereksiz olduğunu söyleyen açıklama yapıyor. 180 bin lira ile panellerin kablosunu bile alamazsınız. Bu kadar bütçe ile ne yapacaklar ben de bilmiyorum. Bütçeleme anlamında da problemleri var” diye konuştu.
İlginizi Çekebilir